Okumakta en çok zorlandığım kitaplardan biri oldu, defalarca bırakmak istedim, ama belki bırakmaya götüren nedenlerin bir açıklaması olur düşüncesi ile devam ettim. Neydi beni böylesine zorlayan, edebi yönü veya kitabın konusunun ağırlığı değildi elbette. Mevlana'nın, öz babasının küçük kelebeğini ( Kimya Hatun )u dedesi yaşındaki Şems' le evlendirilmesiydi elbetteki. Yaşasaydı şayet verir miydi küçük kelebeğini Şems' e ? kıyabilir-miydi göz nuruna? ciğerparesine ? Kıyamazdı diye düşündüm hep. Oysa küçük kelebek babasından ve Kerra Hatun'dan bir emanetti Hz. Mevlana' ya. Emanet daha bir özen isterdi elbet, hele ki küçük bir kız çocuğu ise şayet. Bu evliliğin kitapta bahsi geçtiği gibi şehevi ve dünyalık bir evlilik olmadığını söyleyecek bazı okuyanlar veya yorumlayanlar. En olumlu yönünden bile baksak olaya, biri henüz hayatının baharında biri de sonbaharında olan iki insanın aynı çatı altında ömrünü geçirecek olması bile kötü. Bu satırları Allah'ın lütfu inayetiyle vermiş olduğu iki erkek evladı olan bir baba olarak yazıyorum. Kız çocuğum olsa idi eğer neler düşünürdüm hayal bile edemiyorum. Bir söz de kitap yazarı Sinan Hoca' ya iki evladının olduğunu öğrendim. Şayet aynı durum onun başına gelseydi, bu evliliğe methiyeler düzen yazılar ve roman yazar mıydı acaba? Amacım kitap üzerine polemik yapmak değil lütfen yanlış anlaşılmasın. Sadece bir iç dökümü ve bireysel bir bakış açısıydı.