Burası dünya, ne çok kıymetlendirdik. Oysa bir tarla idi, ekip biçip gidecektik,,
İnsanoğlu dünyaya niçin gelir?
Herhalde bir bahçe kurmaya gelir.
Bu düşünceyle gülümsüyorum.
Dünya dediğimiz de bir gurbet değil mi?
,,
Uzun zamandır aklımda olan, En sevdiğim yazarlardan biri olan Mustafa KUTLU'nun Anadolu insanını hikayeleştirdigi bir kitapla daha karşınızdayım.
Mustafa KUTLU'yu okuyanlar bilir yazar sizide hikayesine ortak eder, öyle bir samimi ve muhteşem diliyle kendiniz biranda kitabın içinde bulursunuz. Bu seferki zamanlamam çok iyi oldu, üst üste okuduğum ağır kitaplar beni baya yordu. Bir süre kitap okumamayı düşünüyordum ki bu kitap ilaç gibi geldi. (Tekrar eski moduma geri döndüm)
her sayfasında huzur doldum, zamanın nasıl geçtiğini, kitabın nasıl sonuna geldiğimi bile fark etmedim. Uzun lafın kısası terapi gibi geldi. Kitabın kapağına bakmak bile huzur veriyor..
Beyhude Ömrüm, yazarın okuduğum üçüncü kitabı olsada, başka kitapları için yerini çoktan hazırladım.
Konusu, Anadolu'nun bir köyünde yaşıyan ana karakterimiz, bir bahçe kurma hayaline düşer ve tüm zorluklara rağmen ömrünü bu bahçeye adar.
Etrafındaki dedikodulardan, zorluklardan ve zorlaştıran kişilere rağmen azminden ve umudundan vazgeçmeyen bir adamın öyküsü... Ve sonunda gıptayla bakılan bir bahçe.
Aynı zamanda toprağın değerini; ekip, biçmenin önemini vurgulayan bir kitap.
İnsanların şehirlere kaçmasını, köy nüfusunun gitgide azalmasını. İnsanlar üzerindeki etkisini, nasıl derin izler bıraktığını ve giden insanların bir gün geleceğini umut eden kişileri görüyoruz.
Zamanın değerini, bir saniyenin bile kıymetini, ölümün varlığını da çok güzel işlemiş yazar.
Velhasıl kelam;
Beyhude ömür gelip geçiyor...
Film izler gibi okuduğum bu muhteşem eseri, hepinize gönülden tavsiye ediyorum;
Okuyun, okutun..
✿ ✿ ✿