Gönderi

- Merak etme canım kızım, çok daha iyisini, çok daha güzelini alırız sana. Şimdilik satmak zorunda kaldık, diyerek kızının kumral dalgalı saçlarını okşuyordu. O da istemiyordu elbette bütün bu yaşanılanları. Ancak Türkiye’ye zor şartlarda gelip çektikleri geçim sıkıntısı yüzünden tekrar Bulgaristan’a dönen Türklere inat dayanmalıydı bu zor duruma. Direnmeliydi. Dönmemeliydi. Sabretmeliydi. Kızı gözyaşları ile ağlıyordu belki. Ama onun içi kan ağlıyordu. Yine de bir yolunu bulmalı ve devam etmeliydi. Ailecek bu zorluğun da üstesinden gelecek, özgürlüklerin kısıtlandığı o zalim yönetime boyun eğmeyecek ve asla geri dönmeyeceklerdi. Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktı Halide Hanım. Hatta bu yüzden değil miydi ki kolundaki anne yadigârı saati satması? Üç kuruşa gitmişti güzelim parça? Neden? Birkaç ekmek ve yoğurt alabilmek, güçlü durabilmek için. Evet, zordu. Ama çok daha zorlarını görmüştü. Yaşadığı psikolojik baskı ve gönül yükünün yanında bu hiçbir şeydi. Çünkü biliyordu ki sıkıntılar geçiciydi, para kazanılırdı. Zor ve önemli olan hürriyetti! #nurayçalışkan #göçmenkızı #okuyorum #kitapalıntısı s.58
·
129 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.