Marie Lu benim hem sevdiğim hem korktuğum bir yazar. Çünkü karakterlerini hiç acımadan öldürebiliyor. Genç Elitler serisinden sonra bu seriye korkarak başladım ve tabii ki şaşırtmadı... Ama benim hatam çünkü Marie'nin karakterlerine duygusal bağ beslemek bir risktir :') Kitap tamamen distopik ve okurken bu türü baya özlediğimi fark ettim. Cumhuriyet adında bir ülke var ve tamamen kast sistemi ile yaşıyorlar. 10 yaşına gelen her çocuk Deneme'ye giriyor ve çeşitli sınavlardan geçerek puanlar alıyorlar. Bu puanlara göre yaşam standartları, dahası kim olacakları belirleniyor. June 1500 tam puan alabilmiş tek deha ve Cumhuriyet'in önemli bir ajanı, Day ise sınırı bile geçememiş, ülkesine karşıt bir kaçak. İkisinin yollarının kesişmesini sağlayan bir olay yaşanıyor ve bu olay sonrasında her şey patlak veriyor diyebiliriz. June, ona öğretilen ve gösterilen gerçeklerin asıl yüzünü Day sayesinde görmeye başlıyor. Okurken sisteme o kadar sinirlendim ki çünkü hepsi zaten günümüzde olan ya da olabilecek şeyler. Fakir kesimi ve güçsüzleri yok etmek için hastalık yayan bir devlet, sesini çıkarmaya çalışan insanları yok eden bir devlet... Kitabın sonunda June bugüne kadar kendini adadığı sisteme başkaldırdı ve bu yüzden diğer kitaplarda olacaklar için aşırı meraklıyım. Beni kitapta tek rahatsız eden konu June ile Day'in birbirlerinden çok çabuk hoşlanmalarıydı. Yavaşça oluşan duyguları okumayı daha çok seviyorum çünkü daha gerçekçi kılıyor. Neyse ki sonrasında kaosluk bir ortam oldu da ortam çok cıvımadı. Genç Elitler'de aşk yok diye sitem ederken bu seride çok ani oldu diye sitem etmek...

EfsaneMarie Lu · Pegasus Yayınları · 20143,765 okunma

·

648 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

buket