Kendine Ait Bir Oda - Virginia WoolfKendine Ait Bir Oda...
Uzun zamandır okumak istediğim, yazarıyla, ismiyle beni kendisine çeken, sık sık da karşıma çıkan bir eserdi. Esere başlamadan önce küçük bir gezinti yapmak istedim. Takipçilerim arasında 232 okurun eseri okuduğunu, ancak yine bir hayli okurun eseri yarım bıraktığını gördüm. Genel olarak "yarım bırakılanlar" listesine baktığımda yine bu kitabı gördüm. Eseri okuduktan sonra bu durumun beni üzdüğünü söyleyebilirim.
Virginia Woolf çok önemli bir noktaya değinmiş: Kadınlar hakkında yazılan kitaplara hiç dikkat ettiniz mi? Büyük çoğunluğunun yazarı "erkek" Peki hangi erkek bir kadının doğasını bir kadın kadar anlayabilir ve yansıtabilir?
Tarihte büyük olaylarda, büyük dönüm noktalarında kadın isimlerine pek rastlanmıyor. Peki buna tamamen kadınların hatası diyebilir miyiz? Hangi kadına erkek ile eşit bir yaşam tarzı verildi bu zamana kadar. Yakın zamana kadar birçoğu okutulmadı ya da belirli bir yere kadar tamamlasın diye "sözde" okula gönderildi. Eserde verilen örnekte olduğu gibi Shakespeare'in kız kardeşi onun kadar yetenekli olsaydı onun kadar şanslı olabilir, onun gibi eserler ortaya koyabilir miydi?
"Sözlerinizde gerçek payı var – inkâr etmeyeceğim. Ama aynı zamanda, 1866 yılından beri İngiltere’de kadınlar için iki yüksek okul bulunduğunu size hatırlatabilir miyim; 1880 yılından sonra evli bir kadının yasa gereği kendine ait bir mülke sahip olma hakkını kazandığını; 1919 yılında –ki aradan tam dokuz yıl geçmiştir– seçme hakkını kazandığını?"
Seslerini bile yıllar sonra duyurabilmişken geçmişin hesabı onlara yüklenilebilir mi?
Virginia Woolf yaşadığı zamandan çok daha geniş zamana hitap edebilmiş bir yazar.
"Ayrıca, yüz yıl sonra, diye düşündüm, kapının eşiğine vardığım sırada, kadınlar artık himaye edilen cins olmayacaklar. Bir zamanlar kendilerine yasaklanmış olan bütün faaliyetlere ve uğraşlara katılabilecekler."
Ama halen kadınlara beklenilen değer verilebilmiş değil ve eşitlik işin edebiyatında kalıyor. Bunun için gazete haberlerini okumak dahi yeterli...
Başarılı bulduğum bir kitaba neden "8" puan verdim peki. Kadının değersiz görülmesini doğu kültürünün bir parçası olarak göstermiş. Eserin yazıldığı dönem ve daha öncesinde batı çok mu daha farklı bir durumdaydı?
Bu kadar olumlu görüşe ufak bir eleştiri çok olmasa gerek. Okunması, okutulması dileğiyle... Son olarak: Kadınlar da, onların var olduğu edebiyat da ayrılmaz bir parçamız. Olmasaydınız olmazdık.