Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

222 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
"Bazılarımız hayata bir sırrı var kılmak için geliriz." Herkesin içindeki var oluş sırrı aynı olsa da, herkesin kendi içinde sakladığı sır farklı. Sır şahit oluş ile başlar, şahit kılış ile sona erer. Ser verip, sır vermeyenler, sırra hakkını teslim edenlerdir ve bir sırra sahip olanlar anlatmaya değer bir hikayeye sahiptir. Kitapta kendi sırlarını muhafaza eden dört karakter şu şekilde: Evinde hapis hayatı yaşan bir küçük hasta kız. Şans eseri hapisten kaçmış bir ihtiyar balıkçı. Babası kaybolmuş belki bir cinayete kurban gitmiş bir genç. Babası ve dedesi cellât olan bir sarhoş. Ayrı karakterleri İstanbul'un altındaki dehlizlerle birbirine düğümlemiş yazar. Düğümün atıldığı, yolların birleştiği nokta kimsesizler mezarlığı olarak seçilmiş. Her karakterin hikayesini surların dibinden başlatarak mezarlıkta sonlandırmış. "Gerçekler rüyalara saklanmayı sever." Kitabın dokusunda bu cümlenin yoğunluğunu hissedebiliyorsunuz. İhsan Oktay Anar'dan tanıdığım bir atmosferin kurulmaya çalışıldığını hissettim. Hikayeye alegorik anlamlar yükleme isteği oluştu bende ama bu amaçla yazıldığını düşündürmedi anlatım. Keşke olayların kaleme alınış tarzında ve anlatımın neticesinde okuyucu mecazları anlamaya mecbur bırakılsaydı. "Zaman belki de Tanrının kendisidir." "Rastlantı belki de Tanrının kendisidir." Kitap, zaman ve rastlantının insanı acze ve hayrete düşüren metafizik boyutunu "Tanrı"ya dayandırarak daha derin bir etki uyandırmaya çalışmış. Kitabın bir yerinde ilahî bir sorumlu aramaktan bahseden yazar şu ilginç ifadeleri kullanmış: "Tanrı bu iş için biçilmiş kaftandı. Ve sırf bu yüzden zaman zaman Tanrıya inanırdı." Okuması kolay, anlatımı akıcı bir kitaptı. Ola ki canınız gerçeklikten kopup, hayal dünyasına girmek isterse bu kitap size vizesiz geçiş imkanı sağlayabilir.
Kırmızı Zaman
Kırmızı ZamanMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20191,785 okunma
·
406 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.