Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Lisede edebiyat derslerinde her adını duyduğumda sadece adından etkilenerek okumak istediğim bir kitaptı. 11 sene sonra okuyabilmiş olmama hem seviniyorum hem üzülüyorum. O zaman okusam neler hissederdim, şimdiki okumamdan farklı olarak nerelerin altını çizerdim bilmiyorum. Bir insan aynı kitabı iki kez okuyamaz. Araya giren zaman kitaptan bir şey götürmez ama insandan çok şey götürür ya da insana çok şey katar. Dün ölümüne bağlı olduğumuz düşünceye, vazgeçilmez sandığımız doğrulara, peşinden koştuğumuz duygulara bugün gülüp geçebiliriz mesela. İşte bunları da düşündüm zaman zaman ama en çok da şu cümle gezdi okumamın arka planında “Servetifünun döneminde roman türünde Batı tekniğine uygun ilk ürünler verilmiştir.” Çünkü Halid Ziya’nın gözlem gücüne, psikolojik tahlillerine, insanın iç dünyasını somut bir şeymiş gibi satır satır gözler önüne sermesine hayran kaldım. Gerçekten de roman türünün edebiyatımızda yeni yeni yer edindiği bir dönemde böyle bir roman yazmak belki de roman yazmaktan çok daha büyük bir başarı. Ömer Behiç’in ikilemlerini, Vedide’nin şüphe ve gelgitlerini, Leyla’nın küçük kalbinin acı içinde ölüme doğru sürüklenişini okumaktan ziyade yaşadım. Alıntılanacak öyle çok yer vardı ki ama kitabın konusuna hakim olmadan pek bir şey ifade etmeyeceği için paylaşmadım. “Sahiden de böyle oluyor.” “Bahsettiği durumu biliyorum,” “Bunu böyle ifade etmeyi nasıl düşündü?” diye diye okudum. Arka kapakta güzel bir şekilde özetlemiş durumu “Bir yazar kendi eserleri hakkında doğru bir fikir ileri süremez. Bununla beraber cesaret ederek diyeceğim ki Kırık Hayatlar gerek dil gerek yapı bakımından kendisinden önce yazılan ve nasılsa edebiyat tarihinde özel bir mevkiye layık görülen Mai ve Siyah ile Aşk-ı Memnu romanlarından çok üstündür. Eleştirmenler ne hüküm veriler, bunu bilmiyorum fakat bu iddiayı ileri sürerken hiçbir övünme hevesine kapılmadan söylemek isterim ki bu kitap, yazarın en olgunluk devresinin ürünüdür ürünüdür.”
Kırık Hayatlar
Kırık HayatlarHalid Ziya Uşaklıgil · Can Yayınları · 20201,624 okunma
·
228 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.