Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

92 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Delilik ve dahilik arasındaki ince çizgide sendeleyen feminist bir "dişi"nin sözleri bunlar. Evet, oldukça sert ve açık bir dille konuşuyor bizimle. Ne demek istediğini anlamak çok da zor değil. Keşke diğer eserlerini de okuyabilseydik, diye düşünüyor insan. Pek tabi bunun sebebi düşüncelerini onaylamam değil :) Freud'un kadınlığı "penis eksikliği" olarak nitelendirmesi ne kadar uç bir nokta ise Valerie de bu hattın diğer ucunda yer alıyor ve erkekliği, erilliği "dişi eksikliği" olarak yorumluyor. Freud'un da bu konuda birçok eleştiri aldığını biliyoruz ancak nedense bir kadın çıkıp da tam tersini söylediğinde şeytanmışçasına muamele görüyor... Yukarıda belirttiğim gibi, dediklerinin hepsini onaylamam imkansız. İçinde yaşadığı dönemi, toplumu ve bunların kadına bakış açısını düşününce neden bu şekilde düşündüğünü anlayabiliyorum sadece ve ondan nefret etmiyorum, düşüncelerini onaylamasam bile. Sadece merak ediyorum; kitapta Valerie'nin erkeklere yüklediği olumsuz, eziklik barındıran ve eksiklik içeren, bağımlı, aşağıda kalmış - biyolojik, psikolojik ve sosyolojik olarak - özelliklerin tamamı yüzyıllardır kadınlara yüklenirken her şey normal ve sıradan görülüyor ancak birisi çıkıp da bu özellikleri en sert ve keskin biçimde erkeklere yüklediğinde çıldırmış, delirmiş, manyak olarak hedef gösteriliyor. Şahsi görüşüm, iki cinsiyetin de bir diğerinin eksikliğinden kaynaklanmadığı yönünde. Ne Freud'a hak verebilirim ne de Valerie'ye. Ama ikisini de yaşamları çerçevesinde incelediğimde neden bu şekilde düşündüklerini anlayabilirim. Bu sebeple diyebilirim ki Valerie de en az Freud kadar haklı, ya da haksız. Bir önemli nokta da şu ki onun eril olana yüklediği özellikleri günümüzde de görüyoruz ancak direkt olarak eril kimliğe sahip olanlarda değil. Rahatsız olduğumuz, huzurumuzu kaçıran, toplumun ilerleyişini engellediğini düşündüğümüz, eksiklikleri yüzünden baskın karakter olma çabasına girmiş ancak bunu başaramamış birçok olumsuz kişilikte Valerie'nin anlattığı özellikleri görmek mümkün. Ataerkil toplum yapısı sağ olsun, söz konusu kişilik özelliklerini gösterenlerin çoğunun erkek olduğunu da görebiliyoruz ancak farklı olarak denilebilir ki bu düzenin destekçisi olan kadın da çok fazla. Dolayısıyla iki - veya daha fazla - cinsiyet de masum değil. Doğranması gereken de bir cinsiyetten ziyade "tek cinsiyete odaklanmış toplum yapısı ve bu yapısı meşrulaştıran düşünceler". Özetle, günümüzde "feminazi" olarak nitelendirilebilecek düşünce yapısına sahip bir dişi, söyledikleri içerisinde doğruluğu yüksek olan birçok toplumsal saptama mevcut ancak vahşiliğe, öldürmeye, kan akıtmaya yönelik arzusu kabul edilebilir gibi değil. Bu yok etme düşüncesi zihinsel olsa bile kabul edilemez zira o zaman da onun "eril" olarak adlandırdığı bir cinsiyet türünü ortadan kaldırmak gerekecek. Yine de söyledikleri, cinsiyetçi tavrından uzaklaşarak, üzerinde düşünmeye değer şeyler.
Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu
Erkek Doğrama Cemiyeti ManifestosuValerie Solanas · Sel Yayıncılık · 20181,183 okunma
··
1.138 görüntüleme
Sinemis okurunun profil resmi
Bende yok ama var mı bilmiyorum
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.