Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Öncelikle şöyle başlamalıyım ki yerli/yabancı tarihi romanları okumayı oldukça seviyorum ancak bugüne dek ağırlıklı ilgi alanım hep 2. Dünya Savaşı oldu. Bu defa ise “Hadi bu kez kendi yakın tarihimize gidelim” diyerek Küçük Ağa’yı seçtim, hiç bu dönemi anlatan romanları okumamış olmama rağmen sıkıcı olacağı yönündeki önyargımı kırmak için de bir adım attım. Birinci Dünya Savaşı sürecinde, bazıları eski hükümeti destekleyen, bazıları yenilik arayan, bazıları dağlara çıkıp kendi kurallarını ilan etmiş onlarca gruptan oluşan, bölünmüş, düşman işgali altındaki bir ülke ve bu ülkede savaşın getirdiği fakirlik içinde yaşayan Anadolu halkının Kuvâ-yi Milliye, Çerkez Etem ve pek çok eşkıya çeteleriyle yaşadıklarını, insanların eski kültüre olan bağlılığını, gelecekleri için karar alırken yaşadıkları sancılı süreçleri okuyoruz kitapta. Karakterlerin yaşadığı ana bölge olarak ise Akşehir seçilmiş. Olaylara o dönemdeki insanların gözüyle bakmamızı sağlayan yazar sayesinde belki hain, belki cahil diye nitelediğimiz insanların başlarına gelen bu savaş durumunun, köklü, güçlü Osmanlı’nın çökmesinin, Osmanlı geleneğiyle bağdaşmayan yeni bir düşünce yapısıyla karşılaşmanın getirdiği şaşkınlıkla birlikte verdiği kararları, düşüncelerini okuma fırsatını yakalıyoruz. Nitekim şimdiki bilgi, kültür ve yaşayış/anlayış biçimimizi bir kenara bırakarak “O çevrede, o kültürde, o durumu yaşıyor olsaydık biz ne yapardık, ne düşünürdük?” diye kendimizi sorgulamaya başlıyoruz okudukça. Eskiden bir arada yaşadıkları azınlıklardan biri olan, çocukluk arkadaşı Niko’ya olan hırsı sayesinde boşverdiği hayatına yeniden tutunan Salih, yaşadıkça, gördükçe kendi değişen, fikirleri değişen İstanbullu Hoca beni çok etkileyen iki karakterdi. Okurken satırlarda ara ara geçen Mustafa Kemal ismi ise insanı sevgi, saygı ve özlemle dolup taşırıyor, ona olan büyük vefa borcumuzu hatırlatıyor. Eski kelimeler var mı, evet var. Sürekli olmasa da ara ara denk geldim, hatta bazen aynı paragrafta, aynı cümlede arka arkaya hiç bilmediğim onca sözcükle karşılaştım. Ancak beni çok yorduğunu söyleyemem, o paragrafı atlatınca bir daha sayfalarca karşılaşmadım. Sürekliliğiyle sizi sıkmıyor, dolayısıyla hızınızı çok da kesmiyor. Yine de bu durum sizin için çok önemliyse şunu da belirtmek isterim, benim okuduğum İletişim Yayınları baskısında, bahsettiğim eski kelimelerin anlamları dipnot olarak düşülmemiş, kendiniz bakmalısınız. Eski kelimeleri araştırmaktan hoşlanmıyorsanız sürekli olmasa da bazı bölümlerde sizi belki biraz uğraştırabilir. Sıkıcı, okuması zor bir kitap olmasını beklerken akıcılığı, sürükleyiciliğiyle beni şaşırttı ve “İyi ki önyargımı kırıp okudum.” dediğim kitaplardan biri oldu.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,8bin okunma
··
6,2bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.