·
272 görüntüleme
Ek olarak, şu nokta hakkında bir şeyler diyeyim. Marksist yazında havalı jargon amaçlanmaz. Belli durumları en iyi ifade eden cümlelerin oluşması da etkililiği artırmak için. Marksist yazın için tek bildiğin Komünist Manifesto veya Lenin'in hazırladığı broşürlerse (kitapçıklarsa) bu Marksist yazının tamamı değil sadece senin baktığın ve görmeyi istediği kadarıdır. Karizmatik liderlik... Faşist iktidarlarda, burjuva demokrasilerde aranacak ve görülen bir şey... Marksizm görünüşlerle uğraşmaz, sığ sağ ideolojiler gibi. Bir söz şöyle söylüyordu: Milliyetçilik bir ateştir; ısıtır ama ışık yaymaz. Yani söylemin gücü, propagandanın önemi çoktur, galeyana getiren, coşturan şiirler, yazılar vardır ama fikir anlamında bir şey vermez. Sağ ideolojiler böyledir işte... Durumu değerlendir
Komünizmi pek anlayamamışsın, öyle görünüyor. Komünist fikir Marx ve Engels'in teorik çerçeveye oturttuğu şekliyle genel bir değerlendirme yaparak ne gibi şeylere karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiği hakkında bir düşünce şeklidir. Dünyada var olan sorunları belirlemesi kısmına katıldığını görüyoruz, ama bu sorunları belirlemekle kaldığını söylüyorsun ki burada okumalarının -sadece Marksist eserler için değil tüm tarih adına okumaların- yetersiz kalıyor.
Marx eserlerinde tarihsel materyalizmi kullanmıştır ki bu çerçeve şu açıyı sunar: Tarihte belli yapılar vardır ve bu belli yapılara denk düşen ve onların sebebi olan ekonomi modelleri vardır. Mesela feodal ekonomi toplumu bir şekilde örgütler. Daha sonra çeşitli sebeplerle ortaya bir burjuva (burg) sınıfı çıkar ve tüm ekonomik ve sosyal yapıları dönüşüme uğratarak kendi iradesini hakim kılar ki o da kapitalizmdir. Marx belli ekonomi modelleri ve sosyal yapıları saydıktan sonra der ki, işte gördüğünüz gibi günümüzde de burjuva sınıfı egemenliği kendi mezar kazıcılarını yaratmıştır. Sonra bu ekonomide sermayenin oluşum sürecini ve oluşum sürecindeki teknikleri anlatır.
Karşı olduğu konular belirmiştir artık Marx'ın. Şimdi de bunlara karşı mücadelenin nasıl olacağı sorusu gündeme gelir. Bakunin'in söylediği anarşist tutum mu, sistemde reformlar öneren bir çalışma mı yoksa örgütlü bir devrim mi gerekir? Komünist Manifesto'nun sonunda tüm işçilerin birleşerek bu sistemi yıkmaları gerektiği söylenir. Bu da anarşist bir yıkım olmak yerine bir dönüşümü gerektirir. Doğruca komünist toplum sihirle var edilir gibi kurulamayacağından devlet aygıtı sosyalist ilkeler içinde iş görmelidir. Burada özetlediğim konu ayrıntılı bir fikrin defalarca kez kısaltılmış hali olabilir o da sadece yıkmak temelli olmadığını göstermek içindi.
Ayrıca Marksizm ütopist olsaydı, tarihsel bir bağı gösterip yeni düzenin yeni şartlara göre belirleneceğini söylemek yerine yeni toplumda tüm her şeyin belirlenmiş bir tasvirini verirdi. Örneğin Thomas More'nin Ütopya'sında her yönüyle belirlenmiş bir toplum tasviri var ama Marx'ın eserlerinde bunu göremezsin...
Son olarak Marksist mücadelenin katkılarını 1848 devrimlerinde, 1917 devriminin 1970'lere kadar sermayeye nasıl geri adımlar attırdığını, işçilerin mücadelelerinin tüm herkese nasıl katkılar sağladığını görmek iççin biraz da tarih okumak gerek. Thatcher ve Reagan'ın saldırıları sonrası Kapital'in nasıl tüm herkesi ezdiğini görmek de bir şeylerin nasıl yol aldığını görmek için önemli...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.