Bakan değil gören göz olmakta hikmet…Evet, görmek insana bahşedilen en büyük nimetlerden biri. Fakat #yunusemre’nin dediği gibi “Bir dem cehâletde kalır, Hiç nesneyi bilmez olur.Bir dem dalar hikmetlere,Câlînus u Lokmân olur.”
Manaya ulaşacak olan akıldadır maslahat…
Bunca kelamı neden mi yazdım?
Ailesinin genetik mirası olan körlük kaderinin kaçınılmazı olarak kapısını çaldığında bunu bir zaafiyet olarak değil bir zırh gibi kuşanan entellektüel kişiliğine hayran olduğum Borges için…
Yaratan, Borges’in dünyasına yakından bakmak için bulunmaz bir fırsat…
Kendisi bu eserini “koleksiyon “ olarak nitelendiriyor ve kendi külliyatının en kişisel parçası olarak tanımlıyor.
Hem felsefeye hem de edebiyata dair muhteşem bir metni okumaktan ötürü duyduğum hazzın kifayeti yok!
Öykü, şiir ve denemelerini girift bir portrede okuruna sunan Borges, Doğu’nun ve Avrupa kültürlerini simgeleyen sentezlerini bir araya getiren mahir bir ressam edasında…
Gerek evrensel gerek yöresel gerekse kişisel anlamda yeryüzünün resmini çiziyor.