Gönderi

* ''(...)Üç arkadaş bir kahvede kafa kafaya verip düşünmeye başladık.Türkçe dersinden okuldan sepetlenmiş olan arkadaş, ---Ben, dedi, göreceksiniz, günün birinde çok ünlü bir yazar olacağım. ....Öbür arkadaş, ----Ben de öyle, dedi, ben de tanınmış bir romancı olacağım. ....Bana sordular: ----Sen ne olacaksın? ----Ben de, bilmem ki... Ünlü bir şey olmak istiyorum. .....Üçümüzün en bilgilisi, -----Yalnız, dedi, ünlü bir sanatçı olmak için hayatı görmek,tanımak,bilmek ister.Biz, hayatı,insanları tanımıyoruz. .....Ünlü bir Amerikan romancısının altın arayıcılığı, içki kaçakçılığı, gemilerde miçoluk gibi türlü işlere girip çıktığını söyledi. -----Öyleyse biz de altın arayalım, dedim. .....Tanınmış bir Fransız şairin de,papazlık yaptığını söyledi. -----Öyleyse papazlık yapalım, dedim. .....Başka bir tanınmış sanatçı da domuz çobanlığı yapmış. -----İyi ya, biz de domuz çobanlığı yapalım,dedim. .....Bizde domuz yokmuş, altın yokmuş, papazlık yokmuş. -----Şimdi neden bizde büyük sanatçının yetişmediği anlaşılıyor,dedim.Sanat için gerekli bir ortam yok.Ne papazlık var, ne altın, ne de domuz...Ne verimsiz bir yere doğmuşuz. Peki, biz nasıl ünlü sanatçı olacağız? ....Biz de hayatı, insanları iyi tanımak için değişik işlere girip çıkmaya karar verdik. ....Arkadaşlarımdan biri kaçakçılığa başladı.Daha doğrusu başlayamadı.Başlayacağı gün enselendi,kodesi boyladı. ....Öbür arkadaşım, takma sakal takıp bir kuyumcuyu soymaya kalktı.Kuyumcuyu, ondan bir saat önce soyduklarından, boş dükkanda o yakalandı.Daha hırsızlığı bile yapamadan yakalanınca, ailesinin şerefine sürülen bu lekeyi temizlemek için hayatı tanımak uğrana intihar etti. İçlerinde en sağlam kişi ben oldum, bar fedaisi oldum(...)'' *Bar Fedaisi öyküsünden
Sayfa 59 - Adam
·
67 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.