Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aslında, hakimiyet-i milliye şiarı, amaç değil yalnızca bir araçtı. Mustafa Kemal Paşa tarafından işlevsel bir sembol olarak değerlendirilmiş, zamanı gelince de bu fikre vesayetçi bir mahiyet kazandırılmıştır. Halk, mücadelenin öznesi gibi görünmüş ancak nesnesi olarak kullanılmıştır. Başkomutanlık kanununun yürürlük süresinin uzatılması ve saltanatın kaldırılması esnasında yapılan konuşmalar ve takınılan tavır, bu vesayetçi anlayışın iki açık örneğidir. Cumhuriyetin ilanının hemen ertesinde Rousscau'nun halk egemenliği tezinin "bilge kanun koyucu" fikri siyasi sahnede "belirmiş" ve milli hakimiyet, cumhuriyeti kuran kişiyle yani Mustafa Kemal Paşa ile özdeşleştirilmiştir. Daha önce iki dereceli de olsa halk tarafından seçilen meclis üyeleri artık bizzat Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından "tayin edilmeye" başlanmıştır.
·
182 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.