Gönderi

178 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
A‘mak-ı Hayâl için ilk söylemem gereken şey, şumullü bir biçimde anlayabilmek için felsefik anlamda belli bir bilgi alt yapısına sahip olmak gerektiğidir. Bu kitap, roman tarzında bir üslub ile yazılmış ve edebî anlamda gerçekten üst düzey bir dille kaleme alınmış. Tam bir içsel yolculuk... Bilgeliğin fevki.... Modernite eleştirisini, hiciv san'atının ustalıkları ile yapan Filipeli, günümüz dindarlarının da fikir telâkkisinin Ortaçağın skolâstik düzeyinde kaldığını gözler önüne seriyor... Bir kitabı orijinâl hâli ile okumak, her dâim tercih ettiğim bir durumdur. Ara sıra bilmediğim kelimeler üzerine biraz kafa yormak, kendim bulamadıysam lügata bakmak vs. okurken bir devinim sağlıyor ve akıldaki kalıcılığı arttırıyor. Tabii yabancı dili Arapça olmayan ya da Farsça/Arapça terkiplere karşı bir âşinalığı bulunmayan için biraz daha zor orijinâli ile okumak. Sadeleştirilmiş hâli de tatsız ve ruhsuz olacağından, kelimelerin kitabın hemen altında ya da arkasında anlamının verildiği bir basım seçilse, daha hoş olur diye düşünüyorum. Kitabın asâleti bozulmamalı... En az 15-20 ayrı yayınevinin basımına denk geldim. Herkes kendine göre olanı bulabilecektir. Müellifin burada tasvir ettiği hakîkâtleri, düşünce dünyasının derinliklerinde bizzat yaşadığını düşünüyorum. Ancak uzun tefekkürlerin sonucu bu tümceler dökülebilir bir insanın kaleminden, okuyan kişi bunu iliklerine kadar hissediyor. A‘mak-ı Hayâl; hayal, keşif ve ru'yetin en derin ve gerçek şekilleri demektir. Mantık ilmine göre soyut ile somut, mahiyet ile hüviyet birleşirse hakîkât ortaya çıkar. Ahmet Hilmi, ilimin bölünüp parçalanamayacağının bilincinde bir şahsiyet. O, hem Doğuyu hem Batıyı; hem dili, hem fenni; hem bilimi, hem inancı aynı gerçeklerin farklı ifadeleri olarak görüyor ve bunu da gösteriyor. Bu kitabın Türk Edebiyatının nadide eserlerinden olduğunu da hatırlatmakta fayda görüyorum. Her insan bir "âlemdir..." İnsan tüm kâinatı sînesinde barındırıyor. Bu sebepledir ki, insan bilinci büyük bir değer arzetmektedir. Belirtmek istediğim en önemli nokta ise şu: Müellif esasında İbn Arabî, İbn Farid, Ahmed-i Cezerî, Mevlana Celaleddin-i Rumi gibi mütefekkirlerin savunduğu Vahdet-i vücûd düşüncesini kendi özümsediği hâli ve san'atı ile bu kitaba yansıtıyor. Bu düşüncenin her ne kadar ontolojik açıdan İslâm'ın Tevhîd akidesini zedelediğini düşünen bir ilahiyatçı olsam da, bu tefekkür hazinesinin ve edebî uslubun karşısında şapka çıkarıyorum.. Değerlendirmemi Ahmed Hilmi Bey'in kitap ile ilgili açıklamasıyla sonlandırmak istiyorum: "Bu kitabı takdim ederken; bu satırları gerçeği bulup bulamayacağından kaygı duyanlar ancak okuyabilirler; bunlar da her kesimden insanlar değil de zirve konuları seven insanlar, ancak anlayabilirler. Bir asırdır, Osmanlı ve İslâm coğrafyası kitabın başkahramanı olan Raci gibi nice zatları yetiştirdi.. Ve daha birçokları yetişecek..."
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Büyüyenay Yayınları · 201617bin okunma
·
228 görüntüleme
Tolga Öğretmen okurunun profil resmi
Değerli hocam incelemenizi keyifle okudum. Yazdıklarınıza katılıyorum. Hayranlıkla okuduğum bir eserdi. Türk klasiklerini seviyorum, çok iyi yazarlar geçmiş edebiyatımızdan..
Yasemen okurunun profil resmi
Yorumunuz için çok teşekkür ederim hocam. Çok haklısınız.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.