İçerisinde 98 adet deyim bulunan güzel bir kitap. Lakin bu deyimler öyle sadece kendileriyle bulunmuyorlar. Bu deyimlerin dilimize nasıl girdiğinin hikayeleri anlatılıyor. Okurken gerçekten şaşıracağınız hikayeler var. Genel kültür bakımından da zengin bir kitap. Yeni deyimler de öğreniyorsunuz.
İskenden Pala Divan Edebiyatıyla haşır neşir bir yazar olduğundan dili biraz ağır. Bunu Od romanında tadmıştım. Ama bu kitabında bu ağırlık yok. Deyimlerin nereden geldiği anlatılan bir kitapta ağır dil kullanmak namümkün olsa gerek zaten.
Kitabın farklı bir albenisi var. Büyük ihtimalle yazarın samimi üslubu. Hatta kesinlikle bu samimiyet kitabı daha da güzelleştiriyor. Öyle şu deyim şu olaydan sonra olmuştur diyip geçmiyor. Önce deyimin günümüzdeki manasını söylüyor bir paragrafla ondan sonra hikayesini anlatıyor en samimi dille.
Bu kitap bence tek başına bir okuru kesmez. Çerezlikler listesine rahatlıkla girer. Her deyim zaten 1-2 sayfayla anlatılmış. En fazla 3 sayfa. Boş sayfalar çok fazla vardı. Ama güzeldi. Böyle hızlı bir şekilde elinizin altında kayıp giden bir kitap bulununca reading slump a girmesi de zor olur herhalde. Yani okuma düşüşü. Fazla okuduğunuzu düşünüp beyninizi kandırırsanız yeniden fazla fazla okumaya başlayabilirsiniz.
Keyifli okumalar...