Mehmed Alagaş, bu romanında, ana kurguyu üzerine yaptığı Saffet hoca ve Tapusuz Süleyman karakterleri karşısında kendi adıyla kendine de diyaloglar yazmış.
Mehmed Alagaş'ın kim ve nasıl biri olduğunu merak edenler romanın sonlarına doğru kendisiyle tanışabilirler. Böylece ne kadar sıradan bir insan ve doğal bir Müslüman olduğunu görecekler. Bu durumun, onu kendilerine, kendilerini de ona daha yakın hissetmelerini sağlayacağını düşünüyorum.
Mehmed Alagaş sıradan bir insan olabilir ama tespit, yorum ve değerlendirmelerinde okuyacağınız cümleler gayet ciddi, olgun ve isabetli.
Kitabın son kısmında gençlerle olan buluşmasında mukayesesini yaptığı ve kendisinin dahil olduğu 80 dönemi İslami gençliği ile günümüz İslami gençliğine dair karşılaştırmaları ve tavsiyeleri de Türkiye özelinde İslami hareketin, tebliğin, metodun tarihi özeti niteliğinde.
Bir genç, bir hoca, bir çoban, bir kadın, bir kayınpeder, bir İzmirli gibi karakterler üzerinden özellikle ailenin ve bireylerin her yerine ve konusuna dokunan, yer yer güldüren ama çokça düşündüren satırlar, tespitler, ufuk açıcı bahisler okuyucuyu bekliyor.
Şu ana kadar okuduğum Mehmed Alagaş romanları içerisinde en beğendiğim buydu diyebilirim. Hepsi birbirinden güzel hatırlatmasını da yapmış olayım ki diğer eserlere de haksızlık olmasın.
Edebiyat muhitlerinde kaliteli eserlerin tekrar tekrar okunması gerektiği söylenir, birçok eserin okunmasındansa bir eserin çokça okunması daha faydalıdır denir. Bu yaklaşıma Tapusuz Süleyman romanı rahatlıkla örnek olarak verilebilir.