Gönderi

280 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Hem Turgenyev'in hem de Rus Edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Babalar Ve Oğullar isimli bu romanda; eşini kaybeden, birlikte olduğu kadınla ve soylu ağabeyi ile birlikte yaşayan "çağdan geri kalmamak için her şeyi yaptığımı sanıyorum, köylüleri serbest bırakıp toprak verdim, çiftlik kurdum, öyle ki bunun için bütün eyalette herkes bana saygı duyuyor; okuyorum, öğreniyorum, kısaca çağdaşlığın gerektirdiği şeylerden geri kalmamaya çalışıyorum." (Sayfa 67) diyerek kendi kendine yettiğine inanan bir "baba" figürü, Nicolay Petroviç çıkıyor karşımıza. Oğlu Arkedi'nin üniversiteyi bitirip yanında Nihilist dostu Bazarov'u da getirmesiyle birlikte cereyan eden olaylara tanıklık ediyoruz. "Babasının oğlu" diyebileceğimiz Arkedi Bazarov'un etkisinde kaldığından, evine geldiğinde içine dolan o çocukça sevinçten, maziye duyduğu hasretten, hissettiği huzurdan ve bunları dile getirmekten çekiniyor, kendisini yeterli bir birey olarak gören babasını beğenmemeye ve onu eleştirmeye başlıyor çünkü bizlere Nihilist tanıtılan Bazarov, tüm duygulara, Tanrı'ya, doğaya, otoriteye kısacası her şeye karşı bir tutum içinde. Roman isminden hareketle "bu romana bir baba figürü daha lazım." diye düşünürken romanın sonlarına doğru karşımıza Bazarov'un onun gözlerinin içine bakan, oğlunu her şeyden ve herkesten çok seven bir baba, Vasili çıkıyor. Nedense Bazarov'un reddettiği, karşı çıktığı her duyguya hasret olduğu izlenimine kapıldım ben. Haklı olduğunu düşündüğüm de birçok kısım oldu. 74.sayfada "Millet yiyecek ekmek peşindeyken, en kaba batıl inançlar bizi boğarken, şirketlerimiz namuslu insan kıtlığında batıp gidiyorlarken, meyhanede kafayı bulmak uğruna köylümüz, kendi kendini soymaktan memnun olduğu için hükumetin söz edip durduğu özgürlüğün işimize pek yaramayacağı ortadayken biz oturmuş sanattan, bilinçsiz yaratıcılıktan, parlamentarizmden, savunma hakkından ve daha kim bilir nelerden bahsedip duruyorduk." cümlesi ile dönemi açıkça eleştiren korkusuz, dik başlı Bazarov'un sonunu daha farklı görmek isterdim. Bir türlü inanıp kabul etmediği "aşk" duygusunu doya doya yaşamasını mesela... Kuşak çatışması temasının daha ağır basacağını düşündüğüm ama tam anlamıyla bunu hissedemediğim bu romanda, yine de birbirini anlamayan ya da anlamak istemeyen nesiller olgusuna da değinilen yerler var tabi ki. Örneğin 79.sayfada Arkadi ağabeyi Pavel ile dertleşirken "bir keresinde rahmetli annemle tartışmıştım. Bağırıyor ve beni dinlemek istemiyordu. Sonunda ona beni anlayamazsınız, biz iki farklı kuşaktanız gibi bir şeyler söylemiştim. Annem çok gücenmişti. Ben de aman bana ne, demiştim. İlaç acıdır ama yutmak gerek. İşte bizim sıramız geldi, şimdi bizim çocuklar aynısını söylüyorlar..." diyerek aslında son günlerde de en çok tartıştığımız kuşak çatışması denilen o hakikati yüzyıllar öncesinden dile getiriyor. Demek ki klasik eserler bu şekilde var oluyor ve klasikleşiyor diyorum. Ele aldığı konular evrensel ve adeta zamansız...
Babalar Ve Oğullar
Babalar Ve OğullarIvan Turgenyev · Koridor Yayıncılık · 201945bin okunma
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.