Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
Başak'ın intiharı etrafında şekillenen bir öykü bu, kişinin kendisini öldürmesiyle ilgili birşeyden bahsediliyor ikiye bölünmekle ve bu iki parçanın da canlı olmasının dayanılmaz oluşuyla ilgili, buna katılıyorum galiba yani kitapta utanç üzerinden bahsetmiş ama bence başka bağlamlar için de geçerli bu. başak'ın intiharı, yatay ve dikey çizgilerle ifade edilen intiharı ve yaşamı. bu yaşamda karşılaştığımız iyi kalpli anlayışlı bizi seven insanlar. hayat bu kadar öz olabiliyor bazen. umutun hayata bakışını çok sevdim, ayrıntılarla hayatı okuyan biri. ahmetin takılıp kalmasına sebep olan yırtıklı kazağı, başak'ın ahmetin bu halini sevişi, ahmetin başağı kendinden bahsederken öylece dinleyişi abidinle umutun kasap önlüğü anısı. hepsini çok sevdim. barış bıçakcı bana bazen umut sarıkayayı anımsatıyor, barış bıçakçı tipi yaşantılar ve başarısızlık :) cananın evi hakkında her köşesini zebanilerin tuttuğu cehennemlik benzetmesine ise bayıldım. cananın ailesiyle ilişkisine de öyle. ama başak umut türkan ailesi bana biraz korkunç geldi fazla kapalı gerçekten de en nihayetinde başak nerede oyununu oymamaları da korkunç biraz,ama daha korkuncu bu oyunu türkanın ve nannanın da biliyor oluşu, paylaşılan sanrı gibi birşey bence bu, bende biraz dehşet duygusu uyandırdı doğrusu. bizim büyük çaresizliğimiz kadar beni etkilemese de iyi bir barış bıçakçı kitabı daha. 7.5/10 diyor ve bir süre daha yere paralel gitmeyi ve bizleri hayatta tutan güdünün içimizden yok olup gitmemesini umut ediyorum :')
Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra
Bir Süre Yere Paralel Gittikten SonraBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20202,529 okunma
·
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.