Retorik, en temel anlamıyla "güzel konuşmak" olarak tanımlanabilir. Platon, retoriği çalışmayla elde edilecek bir "deneyim" olarak anlamlandırırken, Aristoteles "Retorik" ismini verdiği ve üç kitaptan (üçüncü kitap "Biçem Üzerine" adlı farklı bir çalışmaya aitken Aristoteles öldükten sonra bu "Retorik" eserinin içerisinde sunulmuştur) oluşan eserinde politik, adlî ve törensel adını verdiği üç konuşmacı türünü temel alarak bunların hangi durumlarda ne şekilde konuşmaları, suçlamalara karşı kendilerini nasıl savunmaları veya herhangi bir konu hakkında söylev çekerek insanları kendilerine nasıl inandırmaları gerektiğine dair konuşarak Platon'dan farklı olarak retoriği bir "sanat" olarak anlamlandırıyor. Dolayısıyla nerede ve nasıl konuşulacağını bilmenin önemini, hatibin hitap ettiği kişilerde elde etmek istediği duygu ve düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlaması, kalplerini ve güvenlerini kazanması olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumları bilen ve uygulayan hatip, hitap ettiği çevreden kendisine taraftar kazanmakta ve bunun yanı sıra kendi yararına elde etmek istediği sonucu bulmada zorlanmayacaktır.
Genel görüntüsü bu şekilde olan eser, alanına dair oldukça iddialı olmakla birlikte, bu alan için yazılan ilk eserlerden olması itibariyle de büyük bir önem atfediyor. Retorik, yani "söz söyleme sanatı"nın inceliklerini Aristoteles'ten ders alarak bilmek isteyenler için değerli bir yapıt. Keyifli okumalar dilerim...