İnsanoğlu yaratmayı ve yol açmayı sever, kuşku edilemez bundan. Peki neden aynı zamanda yıkmayı, kargaşayı da sever? İşte bunu söyleyin siz bana! Özellikle bu konuda birkaç şey söylemek istiyorum. Yıkmayı, kargaşayı içgüdüsel olarak sevmesinin ( öyle ya, onun kimi zaman bundan pek hoşlandığı kesin bir gerçektir.) nedeni sakın, amacına ermekten, yaratmakta olduğu yapıyı bitirmekten içgüdüsel olarak korkmasından olmasın? Nereden biliyorsunuz, o binayı belki kesinlikle yakından değil, yalnızca uzaktan seviyordur?