Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

335 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Her Gün Biraz Daha Yakın
Her Gün Biraz Daha YakınIrvin D. Yalom
7.8/10 · 1.143 okunma
·
332 görüntüleme
saime okurunun profil resmi
Editörün Önsözü: Psikoterapi edebiyatının, iyileşme destanını anlatan birçok çalışmayı kapsadığı doğrudur. Psikiyatristler, yüzyılın başından beri ender rastlanan ve öğretici değeri olan vakaları yayımlamak amacıyla seçmekte ve hastalar da altta kalmamak için kendilerinin geçmişe dönük anlatımlarını sunmaktadırlar. Bu kitap, hasta ve doktorun her ikisi için de özel bir anlam taşıyan hassas ve zor bir ilişki gelişmeye başlarken, tedavinin gidişini, aynı anda, hem hasta hem de doktorun bakış açısından anlatması yönüyle eşsizdir. Bu kitap, Stanford Üniversitesi'nde görevli olan eşim Dr. Irvin Yalom ve bundan sonra adı Ginny olarak geçecek olan hastalarından biri tarafından yürütülen bir çalışmanın ürünüdür. 1970 yılının sonbaharında eşim, yardımcı terapistiyle birlikte yürüttükleri grup terapisine Ginny’nin devam etmesinin artık mantıklı olmadığına karar verdi, çünkü bir buçuk yıldır bu şekilde hiçbir ilerleme kaydetmemişti Ginny. Bu yüzden, bundan sonra bireysel terapide görüşmelerini önerdi. Ginny’nin problemi “yazar kilitlenmesini” de (yüksek amaçları olan bir yazar için çok ciddi bir şikayettir) kapsadığı için Dr. Yalom, Ginny’nin tedavi ücretini seans sonrası raporlar yazarak ödemesini şart koştu, bu da Ginny’nin yazı yazması için açık bir zorunluluk olacaktı. Aynı zamanda Dr. Yalom da haftalık görüşmelerinin ayrı bir raporunu hazırlamaya karar verdi. Böylece o ve Ginny bu raporları, terapötik fayda ümidiyle, altı ayda bir birbirlerine vereceklerdi. Bundan sonraki iki yıl boyunca doktor ve hastası, birlikte paylaştıkları saatleri kendi görüş açılarına göre kaydettiler, terapi sırasında konuşulmayan, sonradan akla gelen fikirleri, yorumları, duyguları ve çağrışımları da sık sık yazılarına eklediler. Eşim hastalarını benimle hemen hemen hiç konuşmamasına rağmen, Ginny’yi bu şekilde yazmaya teşvik etmeyi düşünürken Ginny hakkındaki bazı görüşlerinden haberdardım. Edebiyat profesörü olduğum için bu projenin beni çok ilgilendireceğini biliyordu. Her iki raporu da terapinin sonuna dek dikkatle saklamasını önerdim. Daha sonra daha geniş bir izleyici kitlesine sunmaya değip değmeyeceğine karar verebilirdik. Kendi kendime, iki farklı karakter ve iki ayırt edilebilir edebiyat tarzıyla, karşılıklı mektuplardan oluşan bir romana hiç benzemeyen bu seans sonrası raporların yayımlanabilir bir edebiyat eseri olup olmayacağını düşünüyordum. Böylece, müsveddeleri iki yıl sonra ilk kez özel bir ilgiyle okudum. Benim coşkulu değerlendirmelerim ve en az önyargılı hükümlerim yazarları bu kitabı basmaya iknâ etmemde işe yaradı. Hastanın kimliğini gizlemek ve doktorun kayıtlarını herkesin okuyabileceği şekle getirmek amacıyla gerekli bazı değişiklikler yapılsa da kitap özde orjinal metnin aynısıdır. Psikoterapinin ortakyaşam dramasına, destekleyici düşünceler ya da kurgusal olaylar eklenmemiştir. Doktorun anlatımı söz konusu olduğunda »ne yazık ki yanlış bir yere konan ya da sonsuza dek kaybedilen birkaç bant kaydı dışında- tek bir önemli düşünce eklenmiş ya da çıkarılmış değildir. Üsluba ait çok küçük düzeltmeler dışında Ginny'nin raporları hemen hemen hiç değiştirilmemiştir. Müsveddenin bazı açıklayıcı materyal olmaksızın anlaşılmasının zor olduğunu belirten birkaç okuyucunun ve terapiden sonra Ginny’ye ne olduğunu bilmek isteyen başka okuyucuların önerisiyle Dr. Yalom ve Ginny birer Önsöz ve son terapötik görüşmelerinden bir buçuk yıl sonra da birer Sonsöz yazdılar. Bu önsöz ve sonsözler kişisel ve teorik anlamda önemli bir bilgi ve açıklık kazandırmıştır. Yine de benim inancıma göre, asıl bölüm, psikiyatrik görüşmenin mahremiyetinde tanışan iki insanın hikâyesini anlatan ve şimdi de sizin onları onların birbirlerini tanıdığı gibi tanımanıza izin veren bir roman gibi okunabilir.(
Marilyn Yalom
Marilyn Yalom
, 20 Şubat 1974)
saime okurunun profil resmi
Psikoterapi hiçbir zaman resmi ve mesafeli bir etkinliğe sahip olmamıştır; son derece insancıl bir deneyim olmalıdır - insani olmayan mekanik bir süreçten hayati bir şey çıkamaz. O kadar iyi bir şey de çıkmaz; gerçekte meydana çıktığı şekliyle terapi akış şemasının düşündürdüğünden daha az yapay, daha az basit ve daha doğaldır. Terapist her zaman ne yaptığını bilmez; bazen şaşkınlık, hatta bazen kargaşa ve saltanat vardır; aşamalar açık bir şekilde birbirinden ayrılmamıştır ve nadiren ardışıktır. Psikoterapi, hasta ve terapistin çökecek gibi duran, fazla dik olmayan helezonik merdivenleri birlikte tırmandığı bir sikloterapidir... (Sf.302
Her Gün Biraz Daha Yakın
Her Gün Biraz Daha Yakın
)
saime okurunun profil resmi
Üstelik, derinlerde bir yerde, umutsuz terk edilmişlik duygularının ötesinde bir adalet duygusu var. Gerçekte Kari ve benim birlikte olmamızı istemiyordum, dışarı çıkmak istiyor, bu istekle dolup taşıyor ve onun kararını bekliyordum, ama her zamanki gibi acıma ve korkudan oluşan sersemletici bir durağanlık hali beni içinde bulunduğum durumda tutuyordu. (Sf.331
Her Gün Biraz Daha Yakın
Her Gün Biraz Daha Yakın
)
saime okurunun profil resmi
Kendimi savunmadım. Bir bakıma senaryonun başkaları tarafından yazılmasına izin verdim ve ben sonradan takip ettim. Bu arada birçok sufle duyuyor, ama sadece birkaç satır söylüyordum... ....Beni gerçeğe çekmeye çalıştığını biliyordum ve sanırım gerçeği de biliyordum, ama üzerimde bir etkisi olmuyordu. İnsanlara objektif olarak bakmaya dayanamıyorum, ama onları metaforlarla ezmenin benim için bir sakıncası yok. Benim için uyum sağlayıp kabul etmek yargılamaktan daha kolay. (Sf.332
Her Gün Biraz Daha Yakın
Her Gün Biraz Daha Yakın
)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.