İki bölümden oluşan kitap, bir gün ortadan kaybolan Leyla’yı birinci bölüm olan Arayış’ta eşinin gözünden ve ikinci bölüm olan Yürüyüş’te kendi bakış açışından anlatıyor. Kitabın ilk kısmı 166 sayfa kadar sürüyor ve bu bölümde Leyla’nın eşi Fikret polise ifade veriyor ki bu ifade aslında kendi iç sesi olarak karşımıza çıkıyor çoğu zaman. Bir nevi Fikret sorguyu kendi kendine yapıyor eşinin gidişiyle ilgili. Bu bölüm benim sevdiğim kısımdı, bir erkeğin eşine dair kendi iç hesaplaşmasını çok severek okudum. İkinci kısım ise kitaba niye konulduğunu anlamadığım bir bölüm olmuş. Keşke kitap sadece Fikret’in iç hesaplaşması olarak kalsaydı çok daha güzel olurdu çünkü ikinci bölüm bence okura kendini iyi ifade edememiş. Tamam Leyla’nın hissettiklerini anlıyorum ama bana çok yapmacık geldi okurken ve çok sıkıldım açıkçası. Kitaba puanımı sadece ilk kısım için veriyorum.
Bu benim Irmak Zileli’den okuduğum ilk kitaptı ama bir süre başka bir kitabını okumayı düşünmüyorum. Keşke bu kadar uzun soluklu yazmak yerine daha kısa ve yoğun yazsaydı çok daha güzel olurdu.