Tolstoy zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polonya adlı konakta doğdu. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı.Eğitimini bitirdikten sonra doğduğu konağa geri dönen Tolstoy ,yoksul köylülerin arasına katıldı.İlk eseri olan "Çocukluk " u bu sırada yazdı.Tolstoy evlendiğinde Karısı Sophie bers 18 yaşındaydı ve aralarında 16 yaş fark vardı.Bu evlilikten 13 çocukları oldu.Eserlerinden en kuvvetli iki romanı olan

Savaş ve Barış (Manga) ile

Anna Karenina bu dönemde yazdı.Tolstoyun karısı eserlerini yazmasinda en büyük yardımcısiydi.Tolstoy Rus köylüsünün yoksul perişan durumuna çok üzülüyordu.Bütün servetini köylülere dağıttı. Her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı.Değişmeyen tek tarafı usanmadan yazmasıydı.

Kroyçer Sonat ,

Efendi ile Uşağı ,

İtiraflarım hep bu dönemin eserleridir. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştır.Tolstoy 82 yaşındayken ,1910 yılında öldü. Tolstoy un bu eseri ,her dönemde güncelliğini koruyan bir kitaptır.Kitapta yer alan tüm hikayeler insanın özündeki iyilik ,açgözlülük ,hırs ve her anlamda birleştirici bir güç olan sevgi kavramlarını ele alır.Öte yandan genç ve yaşlı tüm okuyuculara , kendine bir adım dışarıdan bakabilme ve hayatın belki de en önemli sorularını sorabilme olanağı sunar.İnsanın içinde ne vardır ? İnsana ne verilmemiştir? İnsan neyle yaşar? Ben kitabı çok beğendim .Zaten yazarın ilk okuduğum kitabıydı . Çevremdeki çoğu kişi okuduğundan dolayı bende okumak istedim ve kitabı gerçekten beğendim. Kitabın içinde 4 tane farklı farklı hikaye yer alıyor; İnsan Neyle Yaşar 3 Soru Surat'ın kahve dükkanı İnsana ne kadar toprak lazım ? Ben en çok ilk hikâyeyi sevdim .Zaten çoğu insan ilk hikayeyi sevmiştir.Bu hikayede ayakkabı tamircisi olan Simonun kürk almak için evinden çıkmasıyla başlıyor.Simon eşinin istediği kürkü alamıyor evine gitmeden önce üzüldüğü ve efkarlandığı için içiyor. Eve dönerken türbenin yanında soğuktan donmak üzere olan Michael i buluyor. Onu evine götürüyor.Fakat evine gittiğinde Kürkün olmadığını gören simonun eşi ,birde üstelik eve sokaktan çıplak bir adam getirdiği için simona kızıyor.Simonun ona tanrıyı hatırlatmasıyla yumuşayan kadın ,karınları aç olan Michael ve Simona yemek hazırlıyor . Ve michaelin yüzünün gülmesini sağlıyor. Hikâyede üç sefer gülümseyen Michael , bu gülümsemelerle insanı yaşatan üç önemli şeyin ne olduğunu anlatıyor. Kitabı çok beğendim herkese tavsiye ediyodum ama ilk hikaye dışındaki hikayeleri pek sevemedim.Diğer hikayelerde güzeldi ama ilk hikaye kadar anlamlı olduğunu düşünmüyorum. #145356094 #145250494 #145378282 " Biz hep veriyoruzda ,neden kimse bize vermiyor..." "Beni tanrı cezalandırdı" "İnsan annesiz babasız yaşayabilir ama tanrısız yaşayamaz" "Ve ben insanın içinde sevgi olduğunu anlamıştım..." " İnsana kendi ihtiyaçlarının ne olduğu bilgisi verilmemişti" Umarım güzel olmuştur , kitaplarla kalın ;)