Algernon'a Çiçekler eserini okumayanlar mutlaka okumalı. Bire bir olmasa da insanın zeka seviyesi ile yalnızlığının ters orantılı olduğunu oldukça başarılı biçimde anlatıyor.
Olay budur. Kimse kitabın kendisine kolayca cennet kapısını açmasını beklememelidir zaten. Okuduklarımızı kullanarak bunu biz yapacağız. Ki bazen öğrendiklerimiz önümüzde birer engel olarak durur ama gerçekte bu aşmamız içindir; ötesinde ise bir genişlik vardır.
Okuduğum bazı kitaplarda benim de huzursuzluğum artar ve kitapla ilgili yaptığım olumsuz değerlendirmelerle kendime bir yaşam yükü, rolü yüklemiş de olurum. Mesela derim ki “Şu karakter şöyle yapmamalıydı, şu olay şöyle gelişmeliydi” vs Bu durumda kitabı bir noktasından kırılmaya uğratarak kendi yaşamımda yeniden yazmam gerekir yaşayarak. Al sana zorluk, al sana huzursuzluk ama işin içinden ancak böyle çıkabilirsin.
Kitap okumak -çoğu zaman- huzur vaadetmez. Hele de bir roman, bir hikaye ise... Ama eğer elimizi taşın altına sokar isek kendi yaşamımızda romanın, hikayenin (öyle gördüğümüz) boşluklarını kendimiz doldurabiliriz . Ya yargısız, değerlendirmesiz okuyacağız ya da böyle yapacağız. 🤔 Diye düşündüm, düşünüyorum.
İYİ okumalar dilerim! 📖
Bu kitap Jack London'un başyapıtıdır. Ve bir nevi yazarın özyaşam öyküsüdür. Bu kitabı okuyup sonrasında üzerinde düşününce, şunun farkına vardım: Kitabın başında gördüğümüz gürbüz güçlü ve kavgacı bir serseri olan Martin Eden, Ruth'a olan aşkıyla bir beyefendiye dönüşmek için çabalıyor fakat farkında olmadan da okuduğu kitapların etkisiyle varoluşunu sorguluyor bu dünyadaki amacını bulmaya çalışıyor. Her ne kadar gözünde büyüttüğü ve kutsal gördüğü Ruth'a duyduğu aşk onu hayal kırıklığına uğratsa da , yazarlık kariyeri de onu memnun etmeye yetmiyor ve çok güçlü bir vucuda sahip gürbüz Martin Eden'mizi finalde duygusal olarak çökmüş amaçlarından vazgeçmiş kendisini ölümün kollarına atarken buluyoruz. Her ne kadar gerçek hayatta kendisini denize atmasa da, yine intihar ederek yaşamına son veriyor yazarımız Jack London. Dipçe: Bu kitabı okuduktan sonra muhakkak yazarın Deniz Kurdu adlı eserini de okuyunuz. Bakalım Martin Eden karakterine tanıdık birisini bulabilecek misiniz?