Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

151 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Bu aralar ölüm-doğum meseleleriyle kafayı bozmuş durumdayım. Sanki bin yıldır yaşıyor gibiyim. Aynı zamanda daha dün doğmuş gibi. Sorgulamak istemediğim halde her şeyi sorguluyorum. Çok yorucu ama bazen işe yarıyor. 150 sayfa bir kitap okudum ve o kadar kısa bir süre gibi geldi ki. Halbuki o adam ne kadar uzun sürede yaşadı o hayatı. O kadar kısa gelen şey onun için ne kadar önemli! Benim çok önemsediğim hayatım bir başkası için hiç hükmünde... Önceleri sürekli bilgisayar başında olmaktan nefret etmiştim. Şimdi düşünüyorum da ne saflık! Teknolojiye yakın olmanın beni bir çok şeyden uzaklaştıracağını düşünüyordum. Özellikle en sevdiğim uğraşımdan, kitap okumaktan. Korkunç. İyileşme kabulle geliyormuş. Daha önce iş yerinde çay içmek bile beni bana sorgulatırdı. Acaba hırsızlık mı bu diye düşünürdüm. Şimdi bir sorguyu çalıştırıp tamamlanana kadar geçen süreyi kendime ayırırken hiç vicdan azabı çekmiyorum. Öğle aralarını iple çekiyorum. Bir işim kalırsa ne olur diye korkmuyorum. Gece gündüz mefhumu yok. Ev-iş, hafta içi-sonu diye bir ayrım yok. Bazen zorlasa da şikayet etmiyorum artık. Bilgisayarımı yanıma aldığım sürece nerede olduğumun pek bir önemi olmuyor. Bunu bana sağlayan şey mesleğim. Bir türlü sevmek istemediğim, bu işi yapmak istemiyorum dediğim ve sonunda artık seve seve kabullendiğim mesleğim. Şimdi iyi ki diyorum. Tabii tek sebep bu değil. Ben herhalde direndiğim her şeyi kabullenmek için yaratılmışım. Şu an bunları düşünme sebebim dün öğlen arası başladığım hiç kitabın kapağını bile açmadan bitirdiğim kitap. PDF okudum, çok kolay alıntıladım ve bitirdim. Güzeldi. Bugün Reşat Nuri GÜNTEKİN'in ölüm yıl dönümü. Dün ne okusam diye bakarken hakkında hiç bir şey bilmediğimi fark ettim. Hayatını okuyayım madem öyle dedim ama kitabım yoktu yanımda.(Göçebe yaşam dolayısıyla) O zaman eldekilerden seçeyim dedim. Gizli El RNG'nin ilk romanı. Aslında hem ilk hem ikinci bence. Çünkü düzeltilmiş ve neredeyse yeni baştan yazılmış. Benim şimdiye kadar okumamış olmam bir zaman bu romana ihtiyatlı yaklaşılmasından kaynaklanıyor anladığım kadarıyla. Çünkü ben okuduğum RNG'lerin hepsini neredeyse ortaokulda okudum ve ortaokulda her şey okutulmuyor. Çok severim kalemini. Akar gider öyle. Ortaokulda okumaktan anladığım ile şu an olan şey çok farklı. Uzun bir aradan sonra geçen yıl mesela, ACIMAK kitabını okudum tekrar. Nasıl etkilendim. Zaten konusu itibariyle etkilendim en başta: baba-kız ilişkisi. Gizli El'in de böyle bir durumu oldu benim için. O buhranı iliklerimde hissettim. Şeref bey, Seniha ve Aziz bey üçlüsünün birbirinin hayatındaki durumu anlatılıyor. Kitabı genel olarak beğendim ama bazı cümleler içime işledi: "Bir zamanlar rüyalarımızı bile beraber görürdük." Saatlerce üzerine düşündüğüm bir cümle... Kısacık hayatında şöyle bir şey hissetmeden ölen biri yaşamış mıdır?
Gizli El
Gizli ElReşat Nuri Güntekin · İnkilâp Kitabevi · 2016818 okunma
·
547 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.