Gönderi

Akay'ın çok güzel bir tespiti
Birinci Tanzimatçıların gittiği sosyal ve siyasal fikirler caddesi, Hâmid sayesinde heyecanlı bir başka seyir izleyerek tutku ve acılar caddesine geçer, oradan Recâizâde ile duygu alanına sıçrar, hissîleşir, gözü yaşlı bir mecraya kayar. Hâmid'in eserinde ise gözyaşı yoktur. (Gözleri kurumuş değildir, gözyaşları içine akar ve orada kaybolur. Gerçekte bu tarz ağlayış diğerine nispetle daha trajiktir; birinde göz de gönül de rahatlar, ancak diğerinde sıkıntı gittikçe gelişir.) Zira felsefenin gözyaşı olmaz. Servet-i Fünûncular da gözü yaşlıdır, fakat gözü yaşlı çocuk tablosundaki gibi yaşlı. Aslında onlar gerçekten gözyaşı dökmezler; öyle bir vaziyette ağlarlar. En acı ağlayış ve çığlık -felsefenin kuruttuğu gözyaşlarına rağmen- Hâmid'dedir.
Sayfa 175Kitabı okudu
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.