Gönderi

296 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Şahane bir romandı... İncelemem spoiler içerir. Kitabı henüz okumayanlar es geçsin:) Konusu şöyle; kahramanımız ölümle yaşam arasında bir yer olan gece yarısı kütüphanesine gidiyor, bu kütüphanede sonsuz olasılıklar içindeki tüm yaşam versiyonlarının yazılı olduğu kitaplar bulunuyor, yaşamı boyunca pişmanlık duymasına sebep olan kararlarını değiştirebilseydi nasıl bir yaşamı olurdu buna tanıklık ediyoruz. Eğer gittiği yaşamda bir hayal kırıklığı yaşarsa o an kendini yeniden kütüphanede buluveriyor. Nora'nın gittiği hayatlarındaki pişmanlıklarının konusu; genellikle başkalarını memnun etmeye odaklı hareket etmediği için doğan sonuçlardan, tamamen kendini suçlu gördüğü şeylerdi. Gittiği hayatlarda hep şunu gördü, bu pişmanlıklara sebep olan gerçekleşmemiş hayallerin hiçbiri kendisine ait değildi; onu mutlu edeceğine inandığı halde vazgeçtiği hayaller değildi bunlar. Başkalarının onayını alamadığı için, beklentilerini karşılayamadığı için pişmandı. Başkalarının hayalleriyle mutlu olacağını zannediyor; yalnızlığını, kimsesizliğini, mutsuzluğunu, başarısızlığını buna bağlıyordu. Sonra bir gün onu gerçekten mutlu eden bir hayata gitti. Küçük bir kızı, mutlu bir evliliği, saygın bir yaşamı vardı. Her yönüyle mutlu hissettiği bu yaşamı artık sonsuza dek yaşayacağını zannediyordu. Günler, aylar geçtikçe Nora artık kendini bir sahtekar gibi hissetmeye başlamıştı. Bu hayatı o seçmişti evet ama bu onun hayatı değildi. Gerçekten kendi hayatı olan bir hayatı istiyordu. Yine de bu hisleri susturmaya ve o hayata tutunmaya çalıştıysa da olmadı ve kendini tekrar kütüphanede buldu. Fakat kütüphane de artık eskisi gibi değildi, yıkılmaya başlamıştı. Bayan Elm Nora'ya artık fazla zamanı kalmadığını söyledi. Bu olamazdı, Nora ölmek istemiyordu, gerçekten yaşamak istiyordu. Kütüphanedeki tek boş kitabı buldu ve ona kendi elleriyle yazdı: "Yaşıyorum." Gözlerini açtığında kök yaşamına dönmüştü ve içtiği ilaçlar yüzünden berbat bir halde hemen yardım çağırdı ve kendi "yeni" yaşamını elleriyle yazdığı bir yaşama başladı. Nora intihar ettiği yaşama, aynı işsizliğe, aynı apartman dairesine, kedisini kaybetmenin hüznüne geri döndüğü halde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını çok iyi biliyordu. Çünkü yaşamında ihtiyacı olan şeyin potansiyel olduğunu ve bu potansiyelin de onda fazlasıyla bulunduğunu artık biliyordu. Pişmanlıklarımız, seçimlerimiz ve içinde bulunduğumuz hâl ne olursa olsun iç dünyamızda bir değişiklik başlatmadan mutlu olmamız pek olası değil. Çünkü mutluluğu içinde bulamayan birisinin dışarıdan sebeplerle gerçek mutluluğu hissetmesi pek de mümkün değil. Yani kahramanın mutluluğunu elinden alan pişmanlık duyduğu kararlar değildi, maalesef kendisiydi. Kahraman mutsuzdu, inançsızdı, yalnızdı ama en önemlisi kendini çok değersiz buluyordu. Öldüğünde kimsenin üzülmeyeceğini ve yaşamasının tüm insanlar için gereksiz olduğunu düşünüyordu. Sanki başka insanlar için yaşıyormuş gibi.. Halbuki yaşamlarımız o kadar biricik ve özeldir ki, bir daha yaşama şansımız yok. Pişmanlık duyduğumuz kararlarımız muhakkak olacak, çünkü insanlar hata yaparlar bu doğamızda var. Bu kararlardan bir şeyler öğrenmiş olmamız, kendimize şefkatle sarılmamız, ve mutluluğu, yaşam amacını, değerimizi kendi özümüzde bulmamızdır aslolan. Öz kaynaklarına, öz potansiyeline, ulaşmayı başaran her insan önce kendini sevmeyi, kendine şefkat göstermeyi ve kendi kendine mutlu olmayı öğrenir, böylece kendi kendine her yönden yetebileceğine inanır ve kimseden bir beklentisi olmaz. Kendi değerini kendisi belirler. Öz kaynaklarına ve potansiyeline ulaşmayı başaran her insan sonsuz olasılıklar evrenine ulaşmayı da başarmış demektir. Evet artık bana en sevdiğin kitap hangisi diye sorarlarsa ne cevap vereceğimi hiç tereddütsüz biliyorum:) en sevdim filmi bulduğumda da içimde böyle coşkulu bir sevinç oluşmuştu:)
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202156,2bin okunma
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.