Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Anadolu adamının tükenmez yaşama gücünü aktaran cesur kalem
“Esir Şehir” serisinin üçüncü ve son kitabı “Yol Ayrımı”. İlk kitap “
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanları
”nda, biraz tesadüfen de olsa Kuvayi Milliye safına geçen zengin paşazade Kamil Bey üzerinden Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç yıllarını, İstanbul’un işgal altında olduğu ve Anadolu’daki mücadelenin henüz yeni filizlendiği o dönemi öğrenmiştik. İkinci kitap “
Esir Şehrin Mahpusu
Esir Şehrin Mahpusu
”, Anadolu’da Kurtuluş Savaşı sürerken Kamil Bey’in cezaevindeki hayatı üzerinden dönemin halkını, yaşayışını, değerlerini tanıtmıştı bize. Son kitap “Yol Ayrımı” ise 1930larda, bu sefer ikinci kuşak gençlerin hayat hikayeleri eşliğinde, savaş kazanıldıktan ve cumhuriyet kurulduktan sonra yaşananları önümüze seriyor. Serinin ilk romanı 1956 tarihli. İkinci kitap 1961 yılında yayınlanıyor. Bu incelemenin konusu olan “Yol Ayrımı” ise 1971 tarihli; üstelik Kemal Tahir’in sağlığında yayınlanan son eseri. Yazarın son kitabını okuduğunu bilmek okuyucuda, sanki, yılların birikimini yansıtan hüzünlü bir veda mesajı okuyormuş hissi yaratıyor… Öncelikle söylemeliyim ki bence serinin bu son kitabının ilk kitaptan tam 15 yıl sonra yayınlanmış olması, Kemal Tahir’in anlatımına da yansıyor. Cesur yazarımızın cesaretini çok daha fazla hissettiğimiz bir eser bu; yeni kurulmuş cumhuriyeti ve çok partili hayata geçiş macerasını, “yer kapma”, “keseyi doldurma” kavgalarını ve “devlet faşizmi”ni bu kadar açıkça eleştirebilmesi -her zamanki gibi- takdire şayan. Ama aynı zamanda daha görmüş geçirmiş, daha bilge bir hali var yazarımızın; daha az öfkeli, daha az kinayeli ve kahramanlarına karşı daha anlayışlı. 1930’lu yıllar. Cumhuriyet kurulalı tam 7 yıl olmuş. Mustafa Kemal Paşa, kimilerine göre İsmet Paşa’nın liderliğindeki partinin kötü yönetimine karşı halkta büyüyen tepkiyi gördüğünden, kimilerine göre ise partisine karşı duranları kurnazca tespit edip avlamak istediğinden Paris büyükelçisi Fethi Okyar’a Serbest Fırka’yı kurma görevini veriyor. O zamana kadar seçim nedir bilmemiş, çok partili bir hayatı hayal bile etmemiş bir halk sandığa gidiyor. İşler Halk Partisi’nin istediği gibi gitmediğinde yaşananları, ortaya çıkan yönetim krizini ve sonuçta tekrar tek partili rejime dönülmesi ile sonuçlanan bu serüveni tarih kitaplarından biliyoruz. Ama gerçekte yaşananları, halkın ağzından, yine keyifle, Kemal Tahir’den dinliyoruz. Önceki iki kitaptaki baş kahramanımız Kamil Bey bu romanda ikinci plana düşüyor. İlgi çekici bir karakterdi Kamil Bey. İyi eğitimli, ömrü Avrupa’da dolaşarak geçmiş bu görgülü ve kibar paşa oğlu, İstanbul’un işgaline direnişe ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarının arasına tamamıyla tesadüf eseri karışmıştı. Halkı ile ancak hapishanede tanışan, kurtuluş mücadelesini de o dönemlerde öğrenen bu iri yarı kibar adamın aradan geçen yıllarda pek değişmediğini görmek beni hüzünlendirdi. Dışarıdan bakıldığında hoş ve etkileyici görünen, ancak kendi içindeki boşluğun, tutarsızlığın ve akıl almaz boyuttaki ataletin farkında olmayan aydın tipinin başarılı bir temsili idi. İyi niyetli ama cesaretsiz duruşu ile giderek romandaki rolünü bile kaybetti ve tarihin sayfaları arasına gömüldü… Yerini ise gençler aldı. Dünya Savaşı zamanında sefaletle boğuşan, ebeveynlerinin travmalarını tolere etmeye çalışan, yeni cumhuriyetin kendilerine verdiği güçle ayakta kalmaya çabalayan gençler bunlar. Kamil Bey’in kuşağı gibi görünüşte mükemmel olmaya çalışmayan, birbirlerini eleştirmekten ziyade destek olmaya, gelişmeye odaklanan, iyi ve kötü taraflarıyla, kusurlarıyla gerçek insanlar… Belli ki yazarımız da, Atatürk gibi, cumhuriyetin geleceğini bu gençliğe emanet etmek istemiş… Ve belki de ömrü hapislerde sürünerek yokluk içinde tükenen kendi gibi nice değerli vatan evladını temsilen, bu gençlerin en başarılısını romanında faşizme kurban vermiş… "Siz cumhuriyet çocukları, "Gözümüzü zaferde açtık" avuntu­sundasınız. Şimdi umulmaz yerlerde beklenmez yenilgilerle kar­şılaşınca apışmayın!..” diyerek gençlere öğüt veren, Yiyici kadroları "Devrim düşmanlığı, aslında, cami minberlerinde yeşil bayrakları omuz­layıp, tekbir getirerek sokağa uğrayan birkaç yobazdan gelmez, devrimci görünüp devrimi halkın gözünden düşürecek aptallıklar, hainlikler yapanlardan gelir! “ diyerek eleştiren, "İnsanın başına bu memlekette her şey gelir, bunların en önünde akıl almaz alçaklık, en sefil kişisel çıkar, en korkunç ap­tallık vardır. Sonunda, en yüksek makama çıkmışlar için bunun özrü: 'Haberimiz yoktu'... Ne demek, 'Haberimiz yoktu' Suçtur bu, suçtur... Hem de en bağışlanmaz, en sefil suç…" diyerek bahaneler arkasına saklanan başarısız yönetimin karşısına dikilen, Ve “bize Anadolu adamının tükenmez yaşama gücünü aktaran" bu cesur kalemi okumanızı dilerim.
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,864 okunma
··
2.698 görüntüleme
Seda okurunun profil resmi
Muhteşem bir seriyi böylelikle tamamlamış oldun canım Bıdık, hem etkinliğe katılımın için, hem de üç eseri üstüste okuyarak gösterdiğin sabır için çok teşekkür ederim. Eline, emeğine, yüreğine sağlık...
AkilliBidik okurunun profil resmi
Canım arkadaşım, çok sağol. Ama övgünün çoğu sana. Zira beni Kemal Tahir'e bu kadar ısındıran, incelemelerinle merakımı cezbeden, yazarın tüm edebi hayatını hiç üşenmeden uzun uzun yazıp bu sitede hepimizle paylaşan sensin. Kalemin dert görmesin.
Ebru Ince okurunun profil resmi
Uyanır uyanmaz zihin açıcı kelimeler görmek sanırım etkinlik yapmanın en güzel yanı:) hem eline hem yüreğine sağlık:) daim yanımızda olduğun için çok teşekkür eder ,gözlerinden öperim 💋:) iyi ki de varsın 👍:)
AkilliBidik okurunun profil resmi
Teşekkürler
Ebru Ince
Ebru Ince
İncelemem birazcık fikir verebildiyse ne mutlu bana... Esas zihin açımı için, cumhuriyetimizin ne şartlarda, nasıl bir ortamda kurulduğunu halk gözünden anlayabilmek için fırsatı olan herkesi bu seriyi okumaya davet ederim😘
fiLiz okurunun profil resmi
Devrimci görünenler ...alıntısı süper tespit.İyi ki paylasmışsınız teşekkürler.Bu türler çevremizi sardığı için havanda su dövülüyor.İnsan hayret ediyor!
AkilliBidik okurunun profil resmi
Aynen. Kemal Tahir'in anlatımının üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen pek bir şey değişmemiş olması daha da acı...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.