Efendim Zeus'u ve diğer Olympos Tanrılarını Homeros'tan, İsa'yı Matta veya Markos'tan öğrenmek ya da Atatürk'ü Yılmaz Özdil, Sinan Meydan'dan öğrenmek neyse, İslam uleması ve 'sahih' diye tabir edilen kaynaklardan da İslam'ı öğrenmek aynı şeydir diye düşünüyorum.
Ben, iman etmenin, yani görmediği bir şeye, akıl ve mantık ölçüsüne vurmadan inanmanın veya inanır gibi görünmenin altında yatan sebepleri ve bunun temellerini öğrenmek için okuyorum bu kaynakları, iman etmek için değil.
Bunu da incelememde arz etmeye çalıştım zaten.
İslam ulemasının İbn İshak'ı beğenmemelerinin temelinde de bu yatar.
Zira İbn İshak kimsenin imanını güçlendirmek, kitleleri memnun etmek için değil, tarih bilimi ışığı altında yalnızca gerçekleri yazmış, yazdıklarına mitler ve efsaneleri karıştırmamaya gayret etmiştir.
Bu sebeple de Abbasiler döneminde onun Megazi'si sansürlenerek İbn Hişam'a yeni baştan yazdırılacak, İbn İshak'ın propagandan uzak asıl eserinin büyük bölümü ise kaybedilecektir.