Kül prensesi serisinin son kitabı ile geldim. Kitap oldukça güzeldi. Seri de en sevdiğim kitaptı diyebilirim. Bir çok arkadaşımız fiyatından dolayı belki alamadı o yüzden yorumum da spoiler olacak. Kitabın başından sonuna kadar Theo halkı İçin mücadelesini asla bırakmadı. Elbette dostları olmazsa bu kadar güçlü kalamazdı. Her yıkımda bir kez daha güçlendi. Theo güçlerini daha çok güçlendirmek için maden deliliğini geçirdi. Düşmanı cress kadar güçlü olmasa da zekası gücünden bile üstündü. Gerçekten o kadar güzel yazılmış ki hayranlıkla okudum. Cress başta Theo’yu öldü bilsede de sonradan bu gerçek ortaya çıktı. Cress’in Theo’ya verdiği zehirden sonra rüyalarda bir araya geliyorlardı. Elbette Cress onu ölü bildiği için Astrea’nın yine güçsüz olduğunu düşünüyordu. Yavaş yavaş cress’in alanlarını işgal eden Theo halkı İçin herkesten vazgeçmeyi göze alabilirdi. Ülkesinin bir gün yine huzura kavuşturacağını biliyordu Kayzer ölmüştü ama Cress olduğu sürece işler yolunda gitmeyecekti. Cress kendi gibi kadınları zehirleyerek bir gölge oluşturuyordu. Bir sihir yolu ile herkesi kendine köle yapacak bir silah geliştirmişti. Ama Blaise kendi canından vazgeçerek bir deprem oluşturdu. Her ne kadar Astrea’yı huzurlu göremeden öldüyse de bu yolda can verdiği için mutluydu. Søren, Theo’ya kavuşmuştu ama bir kraliçe asla evlenemezdi. O yüzden Søren her zaman Theo’nun yanında olmaya bir kez daha söz verdi. Evet savaşlar oldu, kayıplar verildi, büyük küçük demeden mücadele veren halk sonunda ülkesine kavuştu. Ama bu kavuşma da o kadar kuşatılma olduk ki, savaşlar büyüler, ve birbirinden farklı güçler. Hepsini okumak çok keyifliydi. Kesinlikle okumalısınız.

Ember QueenLaura Sebastian · Delacorte Books For Young Readers · 202065 okunma

·

395 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

aseokuyor