Behçet Necatigil'in deyişiyle; "İçe dönük anılar toplamıdır" öyküleri. Gerçekten de kalıplara ters, çatısız ve belirgin merkezi olmayan bu hatıraların öyküden daha çok bir makale veya deneme olarak anılmasında fayda var, bence...
Yazarın 1983 yılında fikir suçlusu olarak aldığı 3 aylık yarım hapis cezasında (geceleri yatıp gündüz çıkıyor) yazdığı ve esere de arkadaşı şair A.M.Dranas'ın bir dizesiyle ismini verdiği ilk öykü; hem kurgusu hem de bir sanatçının yarım gün de olsa kapatılmışlığının dile gelmesi adına, derin bir yalnızlık sanki. Kalan, hatıralara örülü diğer makale türü öykülerde ise; babasının ölümünden yazmaya, müzikten şiire kadar bir çok konuya başarı ile değinmiş, Haendel- Bach- Mozart müzikleri, #özdemirasaf #sadettinkudretaksal #salahbirsel 'in şiirleri ve #tarıkdursunk 'nın hikayelerine göndermeleriyle birlikte.
Doğrusu; gazeteci kimliğiyle Cumhuriyet ve Milliyet köşe yazarlığından tanıdığım yazarın edebi yönü (bu kitap özelinde!) tartışmalı olsa da, insanın bunalımlar ve iç hesaplaşmaları ardında başarıyla yansıttığı yalnızlığı (alıntılara bknz) dolayısıyla bu kitap, molalarınızda okunabilir nitelikte: Fazla edebiyat beklemeksizin...