Az önce Değmez kitabını bitirdim İsmail Güzelsoy'un. O kadar iyiydi ki nasıl anlatacağım bilemiyorum.
Kitabın başında Aras Nehri'nin dibindeki bir ediple karşı karşıya kalıyoruz. Gerçi ondan da önce kurmaca bir önsöz yer alıyor ki postmodernizmin boy gösterdiği bir bölüm bu. Sonra iki karga karşımıza çıkıyor. Bu iki karganın Aras Nehri'nin dibindeki edibin yaşayıp yaşamadığı konusunda iddiaya giriyorlar. Bu edibin ismi Faruk Ferzan. Sayfalar geçtikçe okurun kafasında "Kim ulan bu Faruk Ferzan?! " sorusu çınlıyor. Ve roman derinleştikçe derinindeki felsefe de gün yüzüne çıkmaya başlıyor.
"ölüm" en çok ele alınan ve sorgulanan şey. Ve tabii ki yaşadığımız çağda karşılaştığımız kötülükler üzerinde de düşünülmüş. Altını çize çize mest olduğum çok kısım vardı.
Bir yanda kadim bir Ortaçağ anlatısı havası sezerken bir yanda güncel toplumsal sorunlarımızla karşı karşıya kalıyoruz. Bu yüzden asla şu zamanda geçiyor denemez kurgu için. Bir de sanki her karakter farklı zaman dilimlerinde yaşamış gibiydiler. Hepsinin de buluşabildiği ortak bir nokta olduğu halde...
Okunmaya değer bir kitap arayan herkese tavsiye ediyorum
Kitapla kalın!