Gönderi

Amy de, March halanın yanında, çok zor günler geçiriyordu. Evinden uzak olmanın üzüntüsünü derinden derine duyuyordu. Ömründe ilk kez evinde ne kadar sevilip şımartılmış olduğunu anlıyordu. … Kimi yaşlı insanlar vardır, ak saçlarına yüzlerindeki kırışıklıklara karşın kalpleri genç kalır. Bunlar çocukların sevinçlerini paylaşmayı bilir, onlarla kolayca anlaşabilirler. Çocuklara vermek istedikleri dersleri hoş, küçük oyunların arasına sıkıştırıp saklayabilirler. March hala ise bu Tanrı vergisi yetenekten yoksundu. Buyruklarıyla, kesin kurallarıyla sanki Amy’ye dünyayı tanıtmayı kendine görev addetmiş gibi davranıyordu. Böylece altmış yıl önce kendisine öğretilen şeyleri Amy’ye öğretmeye başladı. Bu dersler Amy’nin küçük ruhunu müthiş sıkıyor, kızcağız kendini hain bir örümceğin ağına düşmüş küçük bir sinek gibi görüyordu. … March hala ona kendi genç kızlık hikâyelerini anlatmaya başlıyordu. Bu uzun hikâyeler öylesine sıkıcıydı ki Amy sık sık odasına çıkıp doya doya ağlama isteği duyuyordu.
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.