Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

480 syf.
·
Puan vermedi
İdeolojik ve Tezli Bir Roman: Sinekli Bakkal
Halide Edib’in Sinekli Bakkal isimli bu romanı ilk kez Soytarının Kızı (The Clown and His Daughter) adıyla İngilizce olarak Londra'da basılmış (1935), Türkçesi ise ondan bir yıl sonra Sinekli Bakkal adıyla yayımlanmış. Ben kitabın Türkçe yazılıp daha sonra İngilizce’ye çevrildiğini düşünmüştüm ama durum tam tersiymiş. Soytarının Kızı ismini kitapla çok bağdaştıramasam da Sinekli Bakkal çok bize has ve kitaba yakışan bir isim olmuş. Kitapta İstanbul’un kenar mahallelerinden biri olan Sinekli Bakkal ve çevresindeki mahalle kadınları, külhanbeyleri, karagözcüsü, yobaz imamı, çingenesi, saraylısı ile dönemin tam bir panoramasını çizmiş yazar. Romanın iki temel önermesi var. Bunlardan biri bir toplumun, ülkenin, insanların nasıl refaha ereceğine ilişkin, ki bu önerme Adıvar’ın Atatürk’le olan fikir ayrılıklarına da ışık tutuyor. Halide Edib, köklü değişikliklerin bir topluma mutluluk getirmeyeceğini düşünüyor, devrime değil evrime inanıyor. Bu nedenle, romanda sürgün ve sansürleriyle bilinen II. Abdülhamit dönemini kıyasıya eleştirirken devrimi amaçlayan Genç Türkler’i de onaylamıyor. Ona göre, kurulacak yeni devlet de farklı amaçlarla baskı ve zulme sapacaktır. Adıvar, dini modernleşmenin önünde bir engel olarak görmeleri nedeniyle de Genç Türkler’e sıcak bakmıyor. Bireyin iç huzurunu sağlamanın onu devletin zulmünden kurtaracak en önemli şey olduğunu, bunun yolunun da manevi kuvvetlere deruni teslimiyetten geçtiğini öne sürüyor. Devrim gibi toplumsal bir çözüm yerine tasavvuf gibi bireysel bir çözüm öneriyor. Romanda Mevlevi dervişi Vehbi Dede ve onun etkisinde kalan kişiler aracılığıyla yoğun tasavvufi mesajlar verilmiş. İkinci önerme ise Doğu-Batı sorunsalına ilişkin. Selim İleri kitaba yazdığı sonsözde, tek ortak yönleri müzik olan İtalyan müzik öğretmeni Peregrini ile hafız Rabia’nın evlenmesini sanat ve kültür aracılığıyla Doğu ile Batının uzlaşması şeklinde yorumlamış. Özgür ruhlu, ele avuca sığmaz, “bir insan ruhunun sırlarını öğrenebilmek için diri bir göğsü yarıp açmaya razı olacak kadar fikri tecessüsün esiri” olan Peregrini Batıyı (aklı); gelenek-göreneklerine bağlı, köklerinden kolayca kopamayan Rabia ise Doğuyu (kalbi) temsil ediyor. Öte yandan Berna Moran, Peregrini’nin Rabia’yla evlenebilmek için din değiştirerek Müslüman olmasını, Avrupa’nın ve İstanbul’un zengin muhitlerini bırakarak Rabia’nın mütevazi mahallesine yerleşmesini, Batının Doğunun maneviyatı karşısında yenilmesi şeklinde yorumlamış. Berna Moran’ın yorumu bana daha yakın geldi açıkçası. Kitabın gidişatından sonunun kötü biteceğine ilişkin bir intiba edinmiştim ama sanırım yazar fikrini değiştirip hikâyesini mutlu bir sona bağlamayı tercih etmiş. Roman tekniği ve Halide Edib’in bazı düşünceleri açısından eleştirilse de Sinekli Bakkal masalsı ve sıcacık anlatımıyla bambaşka bir tat verdi bana. Kitabı okuyacaklara Berna Moran’ın Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış serisinde yer alan incelemesini de okumalarını şiddetle tavsiye ederim. İyi okumalar.
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,7bin okunma
··
250 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.