İnsanlığın yaradılışı kadar eski ve bir o kadar da kutsal bir mucizedir doğum. Gebelik boyunca güçlenen anne bebek arasındaki bağ, doğumun da sağlıklı geçirilmesi ile en kritik eşiği aşar. Böylece yaşam boyu sürecek olan sağlıklı ailenin de temelleri atılmış olur. Yüce Allah doğumu gerçekleştirebilmesi için kadını mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Ebe olarak hepimizin önceliği kadına saygı duymak ve bu süreçte kadının ihtiyacı olan desteği sağlamak olmalıdır.Riskli diyebileceğimiz durumların olmadığı takdirde doğum kendi seyrinde normal ve fizyolojik bir süreçtir. Nitekim bu konudaki yetkin otoritelerin de ortak görüşü bu yöndedir. Her şeyin sunileştiği ve mekanikleştirildiği şu çağda doğum da uzun süre bu suni etkiye maruz kaldı. İna May doğumu bu mekanik ve suni etkiden kurtarma adına çok güzel adımlar attı ve başarılı da oldu. İna May dünyaca tanınmış bir ebe ve doğumla ilgili birçok kitabın yazarıdır. Kocası ve 250 genç insanla birlikte 1970'de Summertown, Tennessee'de kurduğu The Farm topluluğu ile dünyanın dikkatini doğal doğuma çekmiştir. Doğuma hazırlık rehberi adlı bu kitabında ise biz ebelere birçok konuda yol gösteriyor. Bunun dışında her kadının ihtiyaç duyabileceği bilgiler de bu kitapta mevcut. Kitabın 1. Bölümünde kadınların doğum hikayelerini anlatıyor. Burada her hikayeden çıkarabileceğimiz ortak sonuçlar var. Bunlardan en önemlisi: İnsan bedeninin fıtratında olmayan suni etkilerin mühim bazı sorunlara yol açması. Dünyada pek çok değişik doğum yönetim sistemi olsa da kadın vücudu ve sağlığı için hangisi uygun bunu belirlemek çok önemli. Daha önce de belirttiğimiz gibi doğum fizyolojik bir süreçtir ve olabildiğince az müdahale edilmelidir. Bu süreçte kadının onu rahatlatacak ve ona yalnız hissettirmeyecek birine ihtiyacı vardır. Bu kişi tabiki becerisi, bilgisi ve tecrübesi ile bir ebedir. Kadının yanında güvendiği birinin olması, kendini güçlü hissettirecektir. Böylece korku ve ağrı kavramlarından çok uzak mutlu ve keyifli bir doğum tecrübesi yaşayacaktır. Doğum hikayeleri anlatılan kadınların bu süreçte karşılaştıkları muamele ülkemizdeki sistemle maalesef uyuşmuyor. Mesela the farmdaki kadınlar eylem boyunca hareket özgürlüğüne sahip. Eş desteği, mahremiyete saygı gösterilmesi, yeme içme serbestliği gibi basit görünen ama etkili bakım yöntemleri ile karşılaşıyorlar. Bu hikâyelerde dikkat çeken diğer nokta ise zihin ile beden arasındaki muhteşem iletişim. Kadın ve çevresindekiler tarafından olumlu cümleler kullanılması zihinleri temizlerken bedeni de istediğimiz şekilde yönlendirebilmeyi sağlayacaktır. Bu noktada sarf edilen cümleler aslında öncelikle ruha ve kalbe dokunmalı, zihni gevşetmeli ki sonrasında beden de gevşeyip doğuma yardım edebilsin. Kitabın 2. bölümünde ise doğumun esasları üzerinde durmuş. Doğumun yapay yolla başlatılmasından tutup eylem boyunca kadının rahat ettiği değil ebenin rahat ettiği pozisyonun kullanılmasına, mahremiyet ihlalinden yeme içme kısıtlamasına kadar birçok uygulamanın aslında doğumun doğasına ne kadar aykırı olduğunu kanıtlamış. Rutin doğum yönetiminde kullanılan uygulamalar için gerçekten gerekli mi diye sorgulamalıyız. Bu kutsal anın neresinde olduğumuzu ve görevimizin ehemmiyetini idrak etmeliyiz. Yaratılan her şey Allah'ın izniyle mükemmel bir uyum içinde işlerken gereksiz müdahaleden kaçınmak gerekiyor. Bazen sadece destekçi ve şahit olmak yeter. Vesselam.

Ina May'ın Doğuma Hazırlık RehberiIna May Gaskin · Sinek Sekiz Yayınları · 0177 okunma

·

363 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşegül