#1001kitap~~~1144.KitabımAnısına1incelemedir. *SayılarveTakıntım*
Dostoyevski külliyat okumalarımda yazarı detaylı araştırmadan olmazdı hakkında hergun okuduğum 1bilgi, 1not ya da Dostoyla ilgili dinlediğim her söyleşide daha da hayran kalıyorum, en çok da otobiyografik izler bırakarak yazdıklarını okuduğumda yeri daha da başka oluyor yazarın. Şimdi yazarın hayatına bakalım 1de yazdıklarına ve 1kez daha çok seveyim ben de...
Dostoyevski, Mikhail ve Maria Dostoyevski'nin oğlu olarak 11 Kasım 1821 tarihinde Moskova'da doğdu. Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğuydu. Babası Mikhail, askeri cerrahlıktan emekli olduktan sonra Mariinsky Hastanesi'nde yoksullara hizmet etmeye başladı. Hastane, Moskova'nın en kötü yerlerinden birinde bulunuyordu. Dostoyevski de bu hastanede doğdu. Babası, alkole bağımlıydı ve evini sıkı disiplin ile yönetiyordu. Çok kolay sinirlenebiliyordu. Annesi Maria ise 1tüccar kızıydı. Annesi tüberküloz hastalığı yüzünden öldüğü zaman, sert disipliniyle tanınan Petersburg Mühendis Okulu'na gönderildi.
Dostoyevski, çocukluğunu çoğu zaman sarhoş 1baba ve hasta1anne arasında geçirse de Babasının çalıştığı hastanede bulunan hastalar ile vakit geçirmeyi ve onların hikâyelerini dinlemeyi çok seven Dostoyevski, muhtemel burdan da epeyce beslenmiştir yazdıklarında. Edebiyata yönelen Dosto, İnsancıkları yazar, bu kitapta elde ettiği başarıyı sonraki yazdığı diğer kitaplarında yakalayamayınca, umudu kırılır ve politikayla ilgilenmeye başlar. Asıl hayatını etkileyen olaydır bence şimdi bahsedilecek bu durum, 1849 yılında devlet aleyhindeki 1komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. 10ay hapishanede kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile affedildi. Bu olaydan izler Budala da geçer ki benim kitapta en etkilendiğim yerdir. Cezası dört yıl kürek, dört yılda adî hapse dönüştürüldü, kitapta bu kısımda anlattığı zaman kavramı, toplumsal izleme merakı rezilliği ve ölüm çok güzel işlenmiştir bence. Cezasını çekmesi için Sibirya'da bulunan Omsk Cezaevi'ne gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete verildi. Subaylığa kadar yükseldi. Ve 1evlilik yaptı, 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan darlığa düştü. Şimdi kitaplarına bakarsak, sara hastalığı kitaplarında geçer, kumar zaten işlediği konudur, ve kitabın sonu Rus toplumu ve Avrupa ile biter. Yani hayatı ve kitapları çok paralel ilerleyen yazar otobiyografik yazdığı kitaplarında beni her defasında çok etkiler ve içimi acıtır.
Hatta Budala da okuduğum 1cumleyi 1yerde görsem ve kimin söylediğini bilmesem yine bu cümle Dostoyevski ye aittir derim...
~~~...Doğmamak elimde olsaydı, böyle gülünç koşullarda var olmayı herhalde istemezdim...~~~ der. Tam Dosto luk değil mi :)))
Dostoyevski Budala’da, sara hastası Prens Mişkin’i kitabın merkezine yerleştirerek tedavi için gittiği İsviçre’den dönen Prens ikiyüzlülük, entrika, ahlaki yoksunluk üzerine kurulu 1dünyada; iyi yürekli, dürüst ve açık 1insan olmanın zorluklarını anlatır, zira aşkını safça hissetmek ve dürüst olmak “budala” olmak anlamına gelir. Dostoyevski’nin en önemli kadın kahramanlarından, tutku ve güzelliğin sembolü Nastasya Filopovna’ya duyduğu aşk, Prens Mişkin’i Rus edebiyatının en önemli aşk kahramanlarından 1ine dönüştürür. Böylece Budala gelmiş geçmiş en güzel aşk romanları arasına eklenmiş olsa da benim için toplumsal açıdan verdiği msjlarla daha etkileyiciydi.
Budala çokça kapsamlı 1kitap aslında çok güzel başladı soluksuz okudum bazı yerlerde okurken bunaldım ama her 1cumlesi neredeyse benim için başka anlamlıydı toplumsal iki yüzlülük, ölüm, zaman, korku, aşk ve dönem Rus halkı, hayranlıkları ve toplumsal bazı benzerliklerle de severek okudum. Genel itibariyle etkilendiğim 1kitap olup, aynı zamanda Budala kitabıyla da yazar hakkında epeyce otobiyografik duruma da hakim oldum :)))
Budala ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasında olup severek okuduğum, iyiki okudum dediğim kitaplar arasında yerini aldı, hatta okuduğum önceki kitaplardan da izler vardı, 1kitaptaki yalan adına kullandığı cümlelerin aynısını bu kitapta da okudum gibi hissettim. Ara ara okurken bunaldığım bölümler olsa da soluksuz okuduğum pek çok yer olmuştur efsane tespitleriyle. Herkese sağlıklı mutlu huzurlu keyifli okumalar...
Budala 📚
