Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

238 syf.
9/10 puan verdi
Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Tarih, fantastik, felsefe; bu üç konu, ancak böylesine muhteşem harmanlanabilirdi. Anlamıyorum. Gerçekten anlamıyorum. Sürüsüne olay, sürüsüne iç içe geçen hikaye ve sürüsüne zor terimler barındıran bir eser, nasıl böylesine akıcı olabiliyor? Bunun bir tek sebebi olabilir: İhsan Oktay Anar’ın düşü olduğumuz için, eserine karşı böylesi bir hayranlık duymamızı istemiş olabilir. Bir eserin bu denli yoğun, aynı zamanda bu denli yalın olduğunu da ilk defa görmüş oldum. Kurgu hiçbir şey anlatmıyorken, aynı zamanda her şeyi anlatıyor. Eserin ana teması da tezat düşüncelerin ve fikirlerin bir araya gelmesinden oluşuyor. Yer yer sıkıldığım kısımlar oldu, fakat böylesi yoğun bir eserde bu durum göz ardı edilmeli. Eserdeki üslup, tarih kitaplarına benzer nitelikteydi. İhsan Oktay Anar, Sarayından dilencisine, o tarihin tüm düzenini fazlasıyla detaylı anlatmış. Eksik gördüğüm kısımlar tabii ki oldu. Fakat eserin fazlalığı, o ufak tefek eksiklikleri balık yemi niyetine ham yapar. Kendime kızgınım. Fantastik eser okumayı seven birisi olarak hep yabancı yazarlara şans verdim. Puslu Kıtalar Atlası’na bu kadar genç şans verdiğim için haksızlık yaptığımı düşünüyorum. Epik fantastik kurgular yazan, büyü, kılıç, pırt, zort, ekleyen vasat yabancı yazarlara yer verip, böylesine büyük bir aklı ertelemişim. Böyle fantastik eserleri de ayrıca seviyorum. Çünkü, bunu söylemekten zevk alıyorum: Herkese hitap eden fantastik bir eser. Nasıl ki Farseer serisi için aynı şeyi söylemişsem, gönül rahatlığıyla bu eser için de aynısını söyleyebilirim.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,6bin okunma
·
118 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.