Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Türk beyi, kim bilir kaçıncı kez sefere çıkar ordusuyla; dağ taş, dere tepe demez, aşar da aşar. Ağustos sicağı dudakları çatlatır, damakları kurutur. Bu sırada, boz bulanık tepelerden, ak saçlı bir ana, omzunda ayran bakracıyla görünür. Yanık bağırların, susuz dudakların umudu olur yaşlı ana. Yaklaşır askerlere: Yavrularım, gazilerim! Alın ananızın ak sütü gibi, için ayranımdan, der. - Omzundan bakracını indirir, önündeki taş oluğa döker. Asker oluğa üşüşür, taslarını doldurur. - Doldur oğlum! - Dolu ana. - Doldurun yiğitlerim. - Ana dolu. Yaşlı ana, “Doldur!” dedikçe, askerler, “Ana dolu!" diyerek, buz gibi ayranı doldururlar kalaylı taslara. Bir bakraç ayran, bir orduya yeter, artar bile. O günden sonra bu kutsal topraklara “Anadolu” deyiverir herkes.
·
200 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.