Denizde balık, gökte kuş olarak yaşardık. Kuştan farkımız şu ki, kuş yorulunca tüner. Biz kanatlı bir hız parçasıyız, ancak ölünce dururuz. Hep yüzer uçarken, sevişir, doğurur, büyür ve çoğalırız. Dökülen yumurta ve sütlerimizden engin apak kesilerek sanki karla örtülü bir ova olur ama soğuk değil ılık, ölü değil diri bir kar. Denizi bir can volkanına çeviren aysız gecelerde, denizi ay ışığı gibi parlatan bu nur, gecenin koynunda hayat tanının aydınlığıdır. Bizim yarattığımız bu beyaz ışığı gören Doğu kıydılar bundan dolayı bu denize, Akdeniz adını verdiler.