Herkese merhaba, Satrte, antisemitizm üzerinden bir anlam bulma çabasına giren karakter ile "Var oluş özden önce gelir" felsefesini kurgu metin aracılığı ile anlatmış. Ailenin çocuğa biçtiği misyonların, bunun varoluşuna dayatılmasının onun yetişkinlik hayatını nasıl etkilediği üzerine akılımda sorgulamalar, yankılar bıraktı.
Daha önce Sartre okumamışlar için yazara karşı önyargı oluşturabilecek bir kitap.O yüzden kısalığına aldanıp Sartre okumaya buradan başlamayın sakın. Sartre'nin en iyi öykülerinden biri olduğu söylenemez, fakat Sartre ne yazsa okurum diyenler yine de seveceklerdir, ki ben de bunlardan biriyim. Ayrıca varoluşçuluk felsefesine ya da bildungs roman türüne özel bir ilginiz yoksa okurken sıkılabilirsiniz.
Sartre’ın ölümün bilgisine sahip olmak ve ölüm arasındaki varoluşsal gerilimi dahiyane bir biçimde anlattığı öyküsü.Bu öykü, Dostoyevski’nin budala adlı romanındaki Prens Mışkin karakterinin anlattığı ölüme giden idam mahkumları sahnesi ve Camus’ün Yabancı romanında idam mahkumunun anlatımlarıyla birlikte okunursa, daha da rahatsız edici bir gerçekliğe bürünür.Kitapla kalın.