Sonuçta, ne olursa olsun, mezarlığa ve mezarlara ait hiçbir şey umurlarında değildi. Ne ölülerin dirilmesinden ne de hayaletlerden korkuyorlardı. Tek korktukları şey, bayramlarda havanın bozmasıydı. Her bayram, mezarlığın kapısından nehir gibi akan insanların, yağmur yüzünden "Çamurdur şimdi oralar" deyip adını kabristan koydukları hayal dünyasına gelmekten vazgeçmelerinden korkuyorlardı sadece. Bunun dışında ölüleri ve ölü yakınlarını o kadar umursamıyorlardı ki, topraklara gözyaşları eşliğinde bırakılan çiçeklerin saplarını kulaklarının arkasına geçirip bir mezardan
diğerine tek adımda sıçrama rekorları kırmaya çalışıyorlardı.