Gönderi

Çocukluk ve gençlik yıllarımda eserlerini severek ve benimseyerek okuduğum, Reşat Nuri'nin üzerimde yer eden dünya görüşünü, kalbimin derinliklerinden kopartarak ait olduğu mahfile çoktan iade ettim. Artık kendimi Reşat Nuri'siz eserler okumaya alıştırdım. İnsanlar günün birinde en sevdiklerini bile içlerinden söküp atabiliyorlar. Artık onun Çalıkuşu'nu okumaktansa, ağaçtaki saka kuşunu seyretmeyi tercih ederim. Çok saygı duyduğum gönlümdeki büyük Türkçü, Reha Oğuz Türkkan'ın yakını olması bile, Reşat Nuri'nin masonluğunu yazmama engel olamaz. Asıl kabahat Reşat Nuri'nin bu durumunu yıllarca saklayıp, ifşa etmeyen muharrirlerde. Geçte olsa bu üstadı-azamın masonluğunu açıklamamız, Türk insanına buruk bir hüzün verecektir sanırım. Ne yapalım hayat herşeye rağmen devam ediyor. Kendilerini zaman içerisinde bir milli kahraman ilan edenlerin masonlukları geçte olsa gün ışığına çıkabiliyorsa, onların sahte milliliğini bugünlere kadar gizli dehlizlerinde saklayanlar utansınlar. Kokuşmuşma sonluğun gizi, güze dönüşmüşse, kışı pek uzak sayılmaz. yakın gelecekteki yok olma yollarında. Hiçbir şey son suzluk değildir. O nedenledir ki, masonluğun uzantısı olan siyonizmde, günün birinde bitmek zorundadır.
Sayfa 24
·
830 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.