Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı dönemlerini arka plana alan, Anadolu'nun en netameli zamanlarını okurlara aktaran roman. Kitapta birinci şahıs anlatım söz konusu ve Anadolu Rum'u olan Manoli'nin gözünden Türkleri okuyoruz. Doğrusu bu alanda çok az Türkçe kaynak olduğu için ilginç bir deneyimdi. Günahlar Labirenti de Kurtuluş Savaşı'nı Yunanlar tarafından anlatılıyordu, ancak bu kitap kadar akıcı değildi. Daha önemlisi Benden Selam Söyle Anadolu'ya eserinde, Türklerle doğduğundan beri iç içe yaşamış bir Rum'un öyküsü anlatılmakta.
Manoli -tarihî gerçeklerle örtüşmeyen bazı bilgiler vermesine rağmen- genel olarak Batı Anadolu'nun 20. yüzyıl başındaki panoramasını çizer. Amele Taburlarında gayrimüslim askerlerin yaşadığı dramı, İzmir'in işgali sırasında taraf değiştirip kendi vatandaşları olan Türklere karşı savaşan Rumları ve Türklerin sivil-askerî açıdan Rumlara karşı tutumunu aktarır. Yazılanlara temkinli yaklaşmak ve farklı kaynaklarla karşılaştırmak lazım elbette. Yine de değerlendirmemiz gereken önemli bilgiler sunduğunu düşünüyorum.
Manoli, Osmanlı dönemi ile alakalı radikal düşünceler ve gözlemler öne sürse de, Kurtuluş Savaşı zamanını nispeten öz eleştiri yaparak anlatır. Özellikle "Kör Mehmet'in Damadı" monoloğu hafızalardan silinecek gibi değildir. Nitekim Can Yayınları'ndan çıkan baskısında arka kapakta bu monolog mevcuttu. Çok uzatmadan, İstiklal Harbi'mize düşman cephesinden bakmak isteyenlere tavsiye edeceğim bir eser, diyebilirim.