Gönderi

508 syf.
·
Puan vermedi
Hayaller , Gerçekler ve İki Şehrin Hikayesi.
Eser edebiyat çevrelerince dünyanın en çok satan kitabı (250 milyon adet) kabul ediliyor . En çok okunan edebiyat eseri olarak kabul edenlerde var . 1859 yılında bir dergide 31 haftada yayınlanmış bu süre zarfında yazar; eserle ilgili eleştirileri dikkate alarak bir anlamda romana ilgi gösteren okurların fikirlerinizde esere yansıtmış. İki şehrin hikayesi iki ayrı şehri anlatsa da bir yönüyle de aynı şehrin iki ayrı yüzünü anlatıyor . Bir tarafta şan şatafat diğer tarafta açlık ve sefalet. Bir tarafta sözüm ona soylular bir yönde köylüler . Hatta bir insanın hayatını sürdürdüğü şehri ve aynı insanın içerisinde zihninde inşa ettiği şehrin hikayesini anlatıyor. Şehrin kaderini insanların kaderiyle insanın kaderini şehrin kaderiyle yoğuruyor. Roman 1700’lü yılların Paris ve Londra’sında Fransız İhtilali ve öncesine ışık tutuyor. Fransız ihtilali ile Fransa’da monarşi yıkılarak cumhuriyet ilan edilmiş . Yazar eserine bu dönemin sosyo ekonomik , siyasal ve psikolojik durumunu anlatan düalist bir yaklaşımla aşağıda ki çarpıcı cümle ile başlamış ; “Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi gelmiş geçmiş en kötü günlerdi hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık hem inancının devriydi hem şüpheciliğin hem aydınlık hem karanlık bir mevsimdi umudun baharı umutsuzluğun kışıydı hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete özetle şu an içinde bulunduğumuz döneme öyle benzer bir dönemdi ki dönemin sesi en çok çıkan otoriteleri bugünler hakkında olumlu anlamda olumsuz anlamda da ancak ve ancak “en” sözcüğü kullanılarak konuşabileceğini iddia ediyorlardı.” Eser daha başlangıçta okuru etkisi altına almayı başarıyor. Fransız devrimi öncesi ezilmiş, sefalet içerisinde ki halkı , ve soyluların lüks içerisindeki hayatı gözler önüne seren roman Fransız ihtilali sonrası halkın kin ve öfke ile soyluları acımasızca suçlu suçsuz ayrımı yapmaksızın işkence ve giyotinle cezalandırılmasını ailelerin hayatına tanıklık edilerek anlatılmış . Eser Avrupa ,Rusya ,Osmanlı başta olmak üzere tüm dünyada etkisini gösterecek Fransız ihtilaline tanıklık ederken aşka şiddete nefrete ikiyüzlülüğe yalana şefkate acımasızlığa kıskançlığa sefalete iyiliğe kötülüğe fakirliğe çaresizliğe adaletsizliğe vel hasıl insanın ve toplumun pek çok davranışına yer veriyor . Aristokratlar, Ruhbanlar, Köylüler, İşçiler , Tüccarlar , Burjuvalar vb. 32 kısım tekmil birden tüm toplum sınıfları bu eserde yerini almış . 18 yüzyıl sonlarında taşları yerinden sökülerek Concorde Köprüsü yapımında kullanılan Fransız Devriminin başladığı nokta olarak bilinen Bastille hapishanesi ve Versay Sarayı eserin önemli mekanlarından . Romanın beşinci bölümümünün başlangıç cümlesi şöyle ; “Özgürlük eşitlik kardeşlik ya da ölüm en kolay hayata geçirilen sonuncusuydu Giyotine zeval gelmesin “ Bu cümle bile tek başına Fransız ihtilalinin haklı gerekçeleri ve devrim sonrası kaosu net bir şekilde ortaya koyuyor. Romanın Fransız ihtilalini konu aldığı yerde ihtilalin simgelerinden “ giyotine “ değinmeden geçmek olmaz . Giyotin ilk kez 1792 de bir hırsızı idam etmek için kullanılmış. Alet, adını mucidi Joseph-Ignace Guillotin den alır. Bir doktor olan Guillotin aslında idam cezalarına da karşı imiş. Amacının idam mahkumunun daha az acı çekeceği daha insancıl bir uygulama ile idam edilmesi olduğunu açıklamış . Fransa’da o dönemde Giyotin, "Madam Giyotin" ve "Ulusal Jilet" olarak da adlandırılmış. Fransa kralı XVI. Louis ve eşi Marie Antoinette İhtilal sürecinde vatana ihanetten giyotinle İdam edilmiş. Louis ölümüyle bin yıl süren Fransız monarşisi de son bulmuş. Yazar eserinde giyotinden şöyle bahsediyor; “Giyotin dönemin en popüler espri malzemesi olmuştur baş ağrısına en iyi gelen şey oldu bu saç beyazlamasına kesin biçimde engellediği insanın cildine gözle görünür bir incelik kattığı söyleniyordu hatta sinek kaydı traş yaptığın için ona Milli ustura lakabı bile takılmıştı. “ Güler misin, ağlar mısın ne diyelim giyotin ancak bu kadar ironik anlatılabilir di. Direkt olarak bu eserle ilgili olmasa da Ünlü yazar Stefan Zweig, “Üç Büyük Usta” isimli eserinde Dostoyevski, Balzac ve Charles Dicken’ın , hayatından kesitlere yer verir. bu üç büyük yazara ait öykülerle edebiyat tarihine ait önemli notlar düşer. Bu yazarları okuyanlar ve okumaya başlamak isteyenler için önerim Stefan Zweig ‘ın Üç Büyük Usta eserini okumalarıdır . Tarihi roman tadında okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim . Romanın ilk 200 sayfasında zorlu bir okumayla karşılaşabilirsiniz bu sizi yıldırmasın son 300 sayfa ve final okumaya değer.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202059,3bin okunma
·
133 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.