Celal Hosrovşahi'den okuduğum ilk eserdi diğer eserleri nasıl bilmiyorum lakin postmodern diyebileceğim tarzda öykülerdi. Düş, anı, hakikat arasında gelgitler yaşayan kahramanlar var öykülerde. Okurken bu düş müydü, gerçek miydi ayrımına kapılıyor, öyle ince ince harmanlanmış ikisi. Toplamda 6 öykü var kitapta İncecik kolay okunur bir kitap aynı zamanda. Kitabın arka kapağında şunlar yer alıyor: "Ölümlü olanın ardındaki sürekliliği, inceliklerle damıttığı anlatımıyla sunuyor okurlarına. En sıradan görünebilecek bir durumun ardındaki fantastik uzantılara, yüreğin umutla titreyişine, bu kitaptaki öyküleri okurken, dokunabiliriz." 1.öykü Füruğ'un öyküsü Cafe Nadiri' de geçiyor, anlatıcımızın Füruğ tutkusu, ona olan ilgisi, hayalle anılar arasında geçiyor. 2.öykü BEN, BABAM VE AĞAÇ ölümün en buruk anının yansıtıldığı öykü.Benim en beğendiğim öykü bu oldu. Duygular ancak bu kadar iyi ifade edilebilir dedim. Babasının yavaş yavaş ölümüne tanık bir çocuğun duyguları anlatılmış. 3.öykü Eve Dönüş anne babasını küçükken kaybetmiş, ninesiyle büyümüş bir gencin yalnızlığı duygusal bir boyuta anlatılmış. 4.öykü Ben, Annem ve O Kadın Yalnızlık içinde bir kurgu karakteri var bu öyküde de. Düş mü, gerçek mi diye ikilemde kalan, ruh sağlığı çok da yerinde olmayan bir karakterimizin komşusu, annesi ile ilgili düşünceleri, komşusunu kaybedince hele gelen yaşantılar ürpertici. 5.Mühür öyküsü. Bir hastalık sonucu iki bacağı tutmayan kahramanımızın gelgitlerle geçen gizemli duygularının anlatıldığı bir öykü. 6 Hüseyin Ağa'nın Güvercinleri öyküsünde, ise malını mülkünü kaybeden Serdar'ın hizmetine bakan Hüseyin Ağa'nın onu yalnız bırakmaması, sadakati ve güvercinlere tutkusu işlenmiş.

Furuğ'un ÖyküsüCelal Hosrovşahi · Can Yayınları · 1992191 okunma

·

232 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arzu Polatkan