Saf hayatın aktığı bir kitap. kaynayan suyun buharı, cama çarpan yağmurun sesi ve mutfaktan gelen yemek kokularının olduğu bir roman. Eski bir kalecinin işten atıldıktan sonra birkaç günlük hayatı kaleme alınmış. Romanda sürekli akan bir hayat var. Hayatın içinde hissettikleriyle var olan bir adam. Bu kitaptan anlıyoruz ki Nobel başka dünyanın insanlarına veriliyor. Kitap bittiğinde her hücreniz edebiyatla doluyor. Bu bazıları için sıkıcı olabilir ama edebiyat tutkunları için harika bir değer. kitabın sonunda ise bir penaltı anı var; bakalım kaleci kurtarabilecek mi?