Petersburglu Usta’da üvey oğlu Pavel’in kuşkulu ölümünü araştıran Dostoyevski, araştırmanın ilerleyen aşamalarında giderek kendi geçmişinin yaşanmış gerçekliğiyle karşılaşır ve anlatı onun üzerine yoğunlaşır. Hem Pavel’in geride bıraktığı defteri okurken hem de Neçayev’le yaptığı siyasi ve felsefi tartışmalar sonucu açıkça anladığı gerçekliğini cesurca kabul etmeye yanaşmadığı için, kendisiyle özdeşleşen hastalık krizine tutularak anlatıya derinlik kazandırır.