İnsanoğlu, ömrü boyunca sayısız kuyuya düşer. Bu kuyuların bazısı çok derindir, içinden çıkamayacakmışçasına umutsuzluğa kapılırız; bazısı da çok dardır, ölene kadar içinde ezilecekmişiz düşüncesi bizi epey hırpalar. Fakat düştüğümüz kuyulardan çıkmak için öncelikle kuyuya düştüğümüzün farkına varmamız gerekir. Ardından pişmanlık, gözyaşı ve tövbe...
Bu kitapla beraber Merhum Rasim Özdenören'in kalemiyle tanışma fırsatını buldum. Vurucu ve derin tasavvuruyla cümlelerini işlediği "Kuyu" öyküsü, Yusuf ile Züleyha kıssasına dayanan başka bir Yusuf'tan söz eder.
Yusuf, kalbinin dinginliği ve yaşadığı gelgitler sonucunda ruhunu temizlemek için nefsini eğitmeye başlar. Özdenören, oldukça düşündürücü olan bu öyküsünü yüreğimizdeki kuyuya taş atarak bitirir.
Hem sevmek isteyen hem de istediğinden kaçan bu adamın yorgun silueti eminim ki pek çok okura ilham olur.