Gönderi

104 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Ilksöz: Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Homeros'un Odysseia'sından ve mitlerden öğreniriz ki eski insanlar tüm Dünya'yı Akdeniz ve çevresindeki topraklar olarak bilir. Sonraları Sezar ve İskender Doğu'ya yaptıkları seferlerle bu sınırları genişletir. Ne varki Hıristiyan Avrupa'sı 1000. yılda kıyametin kopacağına inandığından kendi kabuğuna çekilir. Dışarda neler vardan çok kendi iç dünyasına yönelip günahları ile boğuşur. 1000. yıla gelindiğinde kıyamet kopmaz.  Sonrasında başlayan ardı ardına Haçlı Seferleri  (bu başlı başına bir konu aslında) Hristiyanları bazı gerçeklerle yüzleştirir: Müslümanlar kendilerinden çok daha iyi şartlarda yaşamaktadır. (Bilim de başlı başına bir konu ama ana konumuz değil şu an). İpek kumaşlar, baharatlar vb şeyler Hristiyanlar için ulaşılmazken Müslümanlar için günlük hayatın değişmezleridir. Bunun ardında Müslümanların Doğu'ya, Hindistan'a ve Çin'e yaptıkları seyahatler yatmaktadır. Haçlı Seferleri sonrası ortaya çıkan uyanışlardan biri de Hristiyan Avrupa'nın Doğu'yu tekrar hatırlamasıdır. Marco Polo da yıllarca kaldığı Çin'den geri dönüp maceralarını dillendirince Doğu daha değerlenir: çünkü orada çok iyi şartlarda yaşayan insanlar vardır. Avrupa Doğu'ya ulaşıp o yaşamın güzelliklerini kendine getirmek ister. Gerçi Doğu'dan ipek ve baharat gelir Avrupa'ya ama yolculuğun maliyeti o kadar yüksektir ki baharatın değeri altın ile yarışır. Hem uygun bir yol bulmak hem de Doğu'nun kıymetli değerlerine ulaşmak, yolu bulup bu hazinelere ulaşan ülkeleri bambaşka bir noktaya getirecektir. Aslında Kızıldeniz'den Doğu'ya giden yol bilinmektedir ama bu yol önceleri Müslümanların sonra da Osmanlıların kontrolündedir. Başka bir yol bulmak gerekir. Bu arayışlara cevap eski metinlerden gelir, rivayet odur ki eskiler güçlü gemileri ile Afrika etrafını dolaşıp Kızıldeniz'e ulaşmıştır. Şimdi yapılacak tek şey Afrika etrafından dolaşarak Kızıldeniz'e varmaktır. Ötesi zaten Hindistan ve Çin'dir. İlk gemiler Portekiz'den yola çıkar. Önce Batı Afrika kıyıları, sonra Güney Afrika kıyıları yıllar içinde yapılan seferlerle keşfedilir. Hindistan yolu açılmıştır. Diğer ülkeler de boş durmaz, İngilizler kuzeyden bir geçit arar Çin'e, Hindistan'a. İspanyollar ise Kolomb'un öncülüğünde, mitlerde ölüler diyarı denilen o uçsuz bucaksız sulara, Atlas Okyanusu'na açılır. Kolomb, batıya doğru giderse karşısına Doğu'nun çıkacağına inanır. Birkaç yıl içinde keşifler ardı ardına gelir, Afrika geçilir Hindistan'a gidilir, uçsuz bucaksız okyanus sonrası Kolomb karayı görür. Hatta Batı Afrika'yı dolaşan Portekizliler rotadan sapıp biraz fazla batıya gidince şimdiki Brezilya'yı bile bulur. . Bu uzun girişi, Zweig'in girişinden kısaltarak yazmaya çalıştım aralara biraz da benden bir şeyler katarak. Zweig Mundus Novus'un yani Yeni Dünya'nın neden Kolomba değil de America adını aldığını anlatmak için bizi önce o yıllara ve öncesine götürür, önce keşiflerin gerekçelerini anlatır, sonra da bu yeni keşiflere Avrupa'nın bakışını yansıtır. Tüm bu harika bilgileri verip bizi o zamanın bakış açısına ve o zamanın koşullarına sahip bir insana dönüştürür. Ve bu harika ön hazırlıktan sonra Kolomb, Vespucci, Kolomba & America konularını tarafsızca bize aktarır, tarihin derinliklerindeki sırları gün ışığına çıkarır. . Dönemin çizilen/bilinen Dünya haritalarını inceleyerek çok keyifli bir okuma oldu benim için. Böylece, o çok istediğim Zweig Biyografileri'ne de başlamış oldum. Arkası gelecek. Özellikle tarih, coğrafya meraklılarına mutlaka öneririm. Zweig hikayelerinden keyif alan kitapseverler için de Zweig Biyografileri'ne giriş kapısı olacaktır kanımca. Zweig'in esas dünyasına giriş kapısı...Kitapla. Sağlıcakla. . . . Sonsöz: Tarihten adalet bekleyen, onun vermeye yanaştığından çok daha fazlasını istemiş demektir. .
Amerigo
AmerigoStefan Zweig · Can Yayınları · 20141,619 okunma
·
270 görüntüleme
Filiz Genç İpek okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş. Teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.