Gönderi

Gidelim, dedi. Evden bunaldım. Sokağın hatırasından. Eşiklerin kokusundan. Susan kadınlardan. Erkeklerin yüzlerindeki kuraklıktan. Çocukların yere düşen gözlerinden bunaldım. Pencerelerin önündeki zamandan. Bir araba durdu. İnen oldu ya da olmadı. Bilmiyorum. Bir başkası hızla geçti. Evler öylece duruyor. Neden bir ben duyuyorum bu yalnızlığı. İçeriyle dışarı arasındaki bıçağı. Eşyalar bir tek benim aklımda mı tozlanıyor. Mavi bazen cezadır deselerdi, yeşil bazen ceza, gökyüzünü indirirdim. İnsan yalan söyler deselerdi, anlamazdım. İnsan ölür deselerdi anlamazdım. Bir çocuğa ölümü sordun mu hiç? Bilmez. İyi ki. Büyüyemezdi yoksa. Ben ne zaman öğrendim bilmiyorum.Bunaldım. İnsanların yoksulluğu sevmesinden bunaldım. İnsanların kendi hayatlarını hapishaneye çevirmesinden bunaldım. Kedilerle serçeler arasına bir sarkaç kurdum. Kapı koluyla puhu kuşları arasına. Ekmekle onur arasına. Uykuyla yıldızlar arasına. Kimse iyileşmedi. Ben bunaldım. Kötülük biraz daha girdi evimize. Güneşler gitti, tarlalar gitti, yosunlu taşlar bile gitti. Kimse dönmedi. Ben bunaldım. Uzaklara bakmak çok acı. Sen bunalmadın mı... Gidelim. Karıncaların evi olur, çoban püsküllerinin ignesi, yılan otlarının gölgesi, şimşir ağaçlarının uykusu, kozalakların şarkısı, sedirlerin gökyüzü, yaprakların gözyaşı, kehribarın masalı, sincapların telaşı, çamların iç sesi, arıların gökkuşağı, ağaç köklerinin sırrı... bir kertenkele, birkaç yılan, cerenler, kartallar, kaplumbağalar... cümle börtü böcek, cümle taşlar, cümle rüzgâr, cümle yalnızlık, cümle sular, cümle uzaklar, cümle kokular... Gidelim. Yaşamanın cevherine. İnsanın olmadığı zamanlara. Dünyanın ötesine. Tanrının varoluşuna. Sadece sese. Kokuya. Renge. Dilin bizden söz almadığı yere. Anlamın yıkıcı olmadığı. Anlamın olmadığı yere. İyi yok. Kötü yok. Güzellik değil. Çirkinlik değil. Bulut günah olur mu? Taş sevap olur mu? Çiçek ayıp olur mu?Gidelim. Sadece kendi olma hali. Öteki olma. Var olma. Büyüdüğünü bilmeden büyüme. Acı çekmeden. Act vermeden. Sevinmeden. Ağlamadan. Akşamın göklere ağdığı, sabahın yerlerden doğduğu yere. Ölümün ölüm olmadığı yere. Zamanın beşiğine, Suların büyük kalbine. Gidelim. Durmadan içine bakmak çok acı. Sen bunalmadın mı.... Mayıs 2020
·
151 görüntüleme
BSA. okurunun profil resmi
"Durmadan içine bakmak çok acı."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.